ANZATAX 300mg/50ml Enjektabl Konsantre Çözelti İçeren Flakon Damar içine uygulanır.
-
Etken Madde
Paklitaksel
Her 1 mL çözelti 6 mg paklitaksel içerir.
-
Yardımcı maddeler
Makrogolgliserol risinoleat (polioksil kastor yağı), sitrik asit ve etanol (alkol) içerir.
Bu Kullanma Talimatında:
1. ANZATAX nedir ve ne için kullanılır?
2. ANZATAX’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3. ANZATAX nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. ANZATAX’in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
2.ANZATAX nedir ve ne için kullanılır?
1. ANZATAX Nedir Ne İçin Kullanılır?
ANZATAX 300mg / 50 mL Enjektabl Konsantre Çözelti İçeren Flakon, çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılan renksiz ila açık sarı, hafif kıvamlı bir çözeltidir ve cam flakonlarda ambalajlanmıştır.
ANZATAX kemoterapi için kullanılan bir ilaçtır. Kemoterapinin amacı özellikle meme, yumurtalık ve akciğer kanserlerinin belirli türlerinde olmak üzere kanserli hücrelerin öldürülmesi ve çoğalmasının önlenmesidir.
ANZATAX ayrıca AIDS'li hastalarda görülen bir kanser türünün (Kaposi Sarkomu) tedavisinde , diğer tedavilerin etkili olmadığı durumlarda kullanılır. Bu kanser , deride veya iç
Organların yüzeyinde yeni kan damarlarının oluşması ile ortaya çıkar ve ilk görünümü pembemsi ya da kırmızı-mor renkli leke ya da yumrular şeklindedir.
ANZATAX, kanserli hücrenin bölünmesini ve çoğalmasını durdurabilir. Böylelikle kanserli hücrelerin ölümüne neden olur. Ayrıca normal hücreler de ANZATAX tedavisinden etkilenebilir ve bundan dolayı bazı yan etkilere neden olabilir.
3.ANZATAX nasıl kullanılır ?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar
ğı için talimatlar:• ANZATAX dozu doktorunuz tarafından, boyunuz ve kilonuza göre hesaplanan vücut yüzeyinize göre belirlenecektir.
• Doz, kanserin türüne ve kan testlerinizin sonucuna göre belirlenecektir.
• Tedavi genelde her 3 haftada bir tekrarlanacaktır.
• Kanserinizin tür ve şiddetine göre ANZATAX size başka kanser ilaçları ile birlikte de verilebilir.
• ANZATAX tedavisinden önce alerji riskinin azaltılması için size farklı ilaçlar ile tedavi uygulanacaktır.
• Doktorunuz ANZATAX ile tedavinizin ne kadar süreceğini size bildirecektir.
Uygulama yolu ve metodu
• ANZATAX size kanser tedavisinde uzman bir doktor tarafından yazılacaktır.
• Size uygun ANZATAX dozu hesaplandıktan sonra uzman sağlık personeli tarafından tedaviniz uygulanacaktır.
• ANZATAX toplardamarlarınızdan birine yavaş enjeksiyon yoluyla damla damla verilecektir. Tedavi 3 saat sürecektir.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı
Yaşlılarda kullanımı
Yaşlılarda kullanımı
Yaşlılarda kemik iliğinin baskılanması, duyu kusurları, kalp damar yan etkileri daha sıktır. İlacın yaşlılardaki etkinliği gençlerdeki etkinliğine benzer bulunmuştur. Özel kullanım durumları
ğiBöbrek yetmezliği durumunda doktorunuz almanız gereken dozu bildirecektir. Ancak ciddi böbrek yetmezliği durumunda ANZATAX kullanılmamalıdır.
Karaciğer yetersizliği
Hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliğiniz varsa doktorunuz dozu azaltacaktır. Ciddi karaciğer yetmezliğinde (karaciğer bozukluğunu gösteren enzimlerinizin düzeyinin normalin 10 katı ve üzerinde olması veya bilirubin düzeylerinizin normalin 5 katından yüksek olması durumunda) kullanılmamalıdır.
Eğer ANZATAX'ın etkisinin çok güçlü veya çok zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise, doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla ANZATAX kullanırsanız
ANZATAX'den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız, bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
ANZATAX dozaşımı vakaları için özgün bir tedavi yoktur.
Aşırı doz ile ilişkili bulgular, kemik iliği baskılanması ve kan bozuklukları, kollar, eller ve bacaklar veya ayaklarda uyuşukluk, karıncalanma (periferik nörotoksisite) ve ağızda ortaya çıkan yaralardır. Ayrıca kusma ve ishal dahil mide sorunları gibi yaygın şekilde görülen yan etkilerin şiddetlenmesine yol açacaktır.
ANZATAX çocuklarda uygulanmaz. Ancak herhangi bir şekilde yanlışlıkla uygulanmış ve bir dozaşımı olmuşsa, akut alkol zehirlenmesi bulguları ile ilişkilendirilebilir. Bu gibi durumlarda derhal doktorunuza başvurunuz.
ANZATAX'i kullanmayı unuttuysanız
Doktorunuz atlanan dozun ne zaman uygulanacağına karar verecektir.
Takip eden dozun yeni uygulama zamanı için doktorunuzun talimatlarına uymanız önemlidir. Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
Eğer bu ürünün kullanımına ilişkin başka sorunuz varsa doktorunuza veya eczacınıza sorun.
ANZATAX ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
Doktorunuz tarafından belirtilmedikçe ANZATAX'ın dozunu azaltmayınız ya da tedaviyi durdurmayınız. ANZATAX tedavisini durdurmak hastalığınızın daha kötüye gitmesine neden olabilir.
4.Olası yan etkiler nelerdir ?
Tüm ilaçlar gibi ANZATAX’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır: Çok yaygın: 10 hastanın en az 1 inde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek: 1.000 hastanın birinden az görülebilir.
Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Enfeksiyonlar
Çok yaygın: İdrar yolları enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonları ve hastaneden bulaşan enfeksiyonlar* gelişebilir
Yaygın olmayan: Enfeksiyona bağlı şok (kan basıncında düşme, soğuk terleme, nabzın hızlanması ile birlikte görülen ve ölüme gidebilen tablo). Seyrek: Akciğer enfeksiyonu, karın zarı iltihabı, kan zehirlenmesi. * Özellikle Kaposi sarkomlu AIDS hastalarında sıktır.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Kan hücrelerinin sayısında geçici düşüşe neden olabilir. Buna bağlı olarak, kansızlık (anemi), beyaz kan hücrelerinin ileri derecede azalması (nötropeni), kan pulcuklarının azalması (trombositopeni) gelişebilir.
Seyrek: Vücuttaki savunma hücreleri sayısının düşmesine bağlı gelişen ateşli durum gelişebilir
Çok seyrek: Ani başlangıçlı kan kanserleri. Bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıkları
Çok yaygın: Hafif alerjik belirtiler, özellikle deri döküntüleri, yüzde ve boyunda kızarıklık Yaygın: Alerji nedeni ile kan basıncı düşüklüğü, solunum sıkıntısı, nabızda hızlanma, kan basıncında yükselme, göğüs ağrısı
Yaygın olmayan: Alerjiye bağlı sırt ağrısı, titreme, tedavi gerektiren ciddi alerjiler (genelde ilk iki tedavi kürü sırasında ve tedavinin ilk saati içinde meydana gelmiştir) Seyrek: Anafilaksi denilen soluk borusunda şişme, nefes alma güçlüğü ve kan basıncı düşüklüğü ile şoka ve ölüme kadar gidebilen tablo gelişimi
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok seyrek: İştahsızlık. Bilinmiyor: Kan şekerinde yükselme
Ruh sağlığı ile ilişkili hastalıkları
Çok seyrek: Akıl karışıklığı.
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Duyu sinirlerinde bozulmaya bağlı gelişen karıncalanma, yanma ve duyu kusurları Seyrek: Ellerde, kollarda, bacaklarda güç azalması Çok seyrek: Sara (epilepsi) hastalığına benzer nöbetler, ağrısı, bayılma, sıçrama tarzında istemsiz hareketler,
Göz hastalıkları
Yaygın olmayan: Gözde kızarıklık, göz yaşarması
Çok seyrek: Özellikle önerilenden yüksek dozlarda alan hastalarda ışık çakmaları şeklinde görme bozuklukları, kalıcı görme bozukluğu
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Çok seyrek: İşitme kaybı ve kulak çınlaması
el ve ayaklarda uyuşma, kasılmalar, hafif baş dönmesi, baş
Kalp hastalıkları
Çok yaygın: Kalp atımında hızlanma, yavaşlama veya kalp (ritminde) atımında hafif bozukluklar
Yaygın olmayan: Kalp krizi, kalp yetmezliği kalp pili takılmasını gerektiren ritim bozuklukları (bloklar)
Çok seyrek: Ritim bozukluklarına bağlı ölüm.
Damar hastalıkları
Çok yaygın: Kan basıncında düşme
Yaygın: Kan basıncında yükselme, toplardamarların iltihabına bağlı kan pıhtısı oluşumu Yaygın olmayan: İlerleyici kan basıncı düşüklüğü Çok nadir: Şok
Solunum sistemi ile ilişkili hastalıklar
Seyrek: Akciğerlerin esnekliğinin kaybolması (fibroz), akciğere giden damarların kan pıhtısı ile tıkanması nedeni ile solunum güçlüğü (akciğer embolisi), solunum güçlüğü, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, solunum yetmezliği.
Eşzamanlı olarak radyoterapi uygulanan hastalarda bu uygulamaya bağlı zatüree vakaları
bildirilmiştir.
Çok seyrek: Öksürük.
Mide bağırsak sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Bulantı/kusma, ishal ve ağız yaraları.
Yaygın olmayan: Bağırsak tıkanıklığı, bağırsak delinmesi, pankreas iltihabı, kalın bağırsağın kanlanamamasına bağlı iltihaplanma.
Seyrek: Kandaki savunma hücrelerinin azalması ile birlikte görülen bağırsak iltihaplanmaları, Çok seyrek: Bağırsak damarlarının tıkanması, kanlı, sümüklü ishal, yemek borusu iltihabı, kabızlık, karında sıvı toplanması,
Karaciğer hastalıkları
Yaygın: Karaciğer hasarının göstergesi olan bazı karaciğer enzimlerinin kan değerlerinde yükselme
Yaygın olmayan: Bilirubin yüksekliği
Çok seyrek: Karaciğer hücrelerinin ölümü ve buna bağlı bilinç kaybı (ölümle neticelenebilir)
Deri ve deri altı dokusu hastalıkları:
Çok yaygın: Saç dökülmesi
Yaygın: Tırnakta renk ve şekil değişiklikleri
Seyrek: Deri döküntüleri, kaşıntı, kızarıklık
Çok seyrek: Ciltte ve göz çevresinde kan oturması, şişlik ve kızarıklıklarla ve deride soyulmalarla seyreden ciddi deri bozuklukları (Stevens Johnson Sendromu), kurdeşen, tırnakların erimesi. (tedavideki hastalar, el ve ayaklarına güneş koruyucusu uygulamalıdırlar).
Kas-kemik sistemi ile ilişkili hastalıkları
Çok yaygın: Eklem ağrıları, kas ağrıları
Böbrek ve idrar hastalıkları
Çok yaygın: Böbrek işlevlerinde ileri derecede bozulma (Kaposi sarkomunda sık)
Seyrek: Böbrek işlevlerinin bozukluğunu gösteren kan değerlerinde (kreatinin) yükselme, böbrek yetmezliği
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları:
Çok yaygın: İlacın uygulama sırasında damar dışına sızmasına bağlı olarak gelişen kızarıklık, hassasiyet, ciltte renk değişikliği veya uygulama bölgesindeki şişlik (endurasyon). Yaygın olmayan: Uygulanan toplardamarda iltihap (flebit), cilt altı dokuda iltihap (selülit), ciltte soyulma (eksfoliyasyon), sızıntı bölgesinde doku ölümü (nekroz) Seyrek: Yorgunluk, halsizlik, ateş, vücudun susuz kalması, genel şişkinlik (ödem), hastalık hali
Bilinmiyor: Grip benzeri bulgular
Pazarlama sonrasında kazara solunum yolu ile alınırsa solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, gözlerde yanma, boğaz ağrısı ve kusma bildirilmiştir. Deri yolu ile temas sonrasında temas bölgesinde karıncalanma, yanma ve kızarıklık bildirilmiştir.
Yan etkilerin raporlanması
2.ANZATAX kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
ANZATAX'i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer,
• Paklitaksel veya ANZATAX 300mg/50ml Enjektabl Konsantre Çözelti İçeren Flakon bileşimindeki herhangi bir maddeye karşı alerjiniz varsa,
• Hamileyseniz veya bebeğinizi emziriyorsanız,
• Kaposi sarkomu ile eş zamanlı olarak ciddi, kontrol edilemeyen enfeksiyonlar yaşıyorsanız,
• Paklitaksel tedavisinin başlangıcında beyaz kan hücresi (nötrofil) sayınız tehlikeli düzeyde düşükse (solid ["sıvı içermeyen"] tümöre sahip hastalarda 1500 hücre/mm3
"3
altında ve Kaposi sarkomu olan hastalarda 1000 hücre /mm altında nötrofil bulunması).
ANZATAX'i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
• Damar içine uygulama sırasında, damar dışına sızma olursa,
• ANZATAX tedavisi sırasında boyun ve yüzde kızarıklık, deri döküntüleri, solunum sıkıntısı, kan basıncında düşme, kalp atımında hızlanma gibi olaylar gelişirse,
• Tedavi uygulandıktan sonra, akyuvar denen savunma hücrelerinizin ve trombosit denen pıhtılaşma hücrelerinizin sayısında azalma olursa ve bu azalmalara bağlı olarak ciddi enfeksiyonlar ya da kanama gelişirse, Doktorunuz bu durumda ANZATAX ile yapılan her uygulamadan önce kan değerlerinizi kontrol edecektir.
• İdrar yolları enfeksiyonu, solunum yolları enfeksiyonu veya hastaneden bulaşan enfeksiyonlar gelişirse,
• ANZATAX tedavisi sırasında kalp atımlarınızda (ritminizde) ciddi bozulmalar görülürse,
• Kan basıncınızda düşme, yükselme veya kalp hızınızda yavaşlama gibi kalp problemleri meydana gelirse
• Kalp yetmezliği bulguları ortaya çıkarsa (alçak yastıkta yatamama, hareket ettiğinizde Nefes darlığı olması gibi bulgular kalp yetmezliğinin göstergesi olabilir).
• ANZATAX, platin, antrasiklin gibi diğer kanser ilaçları ile birlikte kullanılıyorsa
• El veya ayaklarınızda uyuşma, karıncalanma ya da yanma olursa,
• Ağız içinde yaralar gibi mukoza iltihabı (mukozit) gelişirse,
• ANZATAX tedavisi ile birlikte akciğerlerinize ışın tedavisi (radyoterapi) uygulanıyorsa,
• ANZATAX tedavisi sırasında veya sonrasında solunum güçlüğü gelişirse,
• Karaciğer hastalığınız varsa,
• ANZATAX uygulaması sırasında veya uygulamadan kısa sonra ortaya çıkan ciddi veya sürekli ishal durumu varsa; bu durumda kalın barsak iltihabı söz konusu olabilir.
• Doksorubisin veya trastuzumab ile birlikte uygulama yapılıyorsa; Doktorunuz bu durumda kalp fonksiyonlarınızı tedaviden önce ve tedavi boyunca kontrol edecektir.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa, sizin için geçerliyse, lütfen doktorunuza danışınız ve doktorunuzla konuşana kadar ilacı almayınız.
ANZATAX'in yiyecek ve içecek ile kullanılması
ANZATAX'in yiyecek ve içecek ile kullanılması
Hamilelik
ilacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• ANZATAX hamile kadınlarda kullanılmamalıdır.
• Paklitaksel enjeksiyonunu gebelik sırasında kullanmak zorunda kalırsanız veya bu ilacı alırken gebe kalırsanız, anne karnındaki bebeğinize yönelik olası riskler konusunda lütfen doktorunuzdan bilgi isteyiniz.
• ANZATAX kullananlarda hamilelik önlenmeli ve eşler, ANZATAX tedavisi sırasında ve tedaviden sonra en az 6 ay süreyle uygun gebelik önleyici yöntemler uygulamalıdır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz veya hamile kalmayı planlıyorsanız hemen doktorunuza danışınız.
Emzirme
ilacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• ANZATAX'ı emzirme döneminde kullanmayınız.
• ANZATAX tedavisi sırasında bebeğinizi emzirmeyi durdurunuz. Doktrunuzu güvenli olduğunu söyleyene kadar bebeğinizi yeniden emzirmeye başlamayınız.
Araç ve makina kullanımı
ANZATAX alkol içerdiği için, tedavi uygulandıktan hemen sonra araç kullanılması uygun olmayabilir. Tedavi sırasında alerji gelişimini önlemek için uygulanan ilaçlar da araç kullanımı üzerinde olumsuz etki yapabilir.
ANZATAX 'ın içeriğinde bulunan bazı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu ilaçta poliksil kastor yağı vardır bu da alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
ANZATAX makrogolgliserol risinoleat (polioksil kastor yağı) içerdiği için ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir.
ANZATAX yarım litre bira veya büyük bir bardak şaraba (210mL) eşdeğer şekilde ; her dozda 20 g'a eşdeğer %50 etanol ( alkol) içermektedir. Bu miktar, alkolik hastalar, karaciğer hastalığı veya epilepsili (nöbet yaşayan) hastalar gibi yüksek riskli hastalar için zararlı olabilir. Bu ilaçtaki alkol miktarı diğer ilaçların etkisini değiştirebilir.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
- Kanser tedavisinde kullanılan sisplatin, doksorubisin, epirubisin ile kullanılıyorsa (Sisplatinle birlikte kullanıldığında böbrek fonksiyonlarının daha sık kontrol edilmesi gerekebilir. Doksorubisin ile birlikte kullanıldığında, vücutta yüksek seviyede
doksorubisin birikiminden kaçınmak için ANZATAX, doksorubisin uygulamasını takiben ancak 24 saat sonra uygulanmalıdır).
• ANZATAX ile trastuzumabın birlikte kullanılması durumunda; doktorunuz kalp fonksiyonlarınızı tedaviden önce ve tedavi boyunca kontrol edecektir.
• Eritromisin ve rifampisin gibi antibiyotikler ile
• Depresyon tedavisinde kullanılan fluoksetin ile
• Kan yağlarını düşürücü (hipolipidemik) bir ilaç olan gemfibrozil ile
• Karbamazepin, fenitoin, fenobarbital gibi sara (epilepsi) hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar ile
Efavirenz, nevirapin ritonavir, nelfinavir gibi AIDS tedavisinde ve virüs hastalıkları tedavisinde kullanılan ilaçlar ile kullanırken dikkatli kullanılmalıdır.
5.ANZATAX'in saklanması
ANZATAX'ı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25oC'nin altında ambalajında saklanmalıdır.
İlacı dondurmayınız. Buzdolabında saklanan ürün çökebilir fakat hafif hafif karıştırılarak veya hiç çalkalamadan oda sıcaklığında tekrar çözündürülür. Eğer çözelti bulanık kalırsa, şişe atılmalıdır.
Dilüsyondan sonra kimyasal ve fiziksel kullanımda stabilitesi 25oC'de 72 saat devam etmiştir, normal ışık koşullarında saklanmıştır. Mikrobiyolojik olarak, seyreltilmiş ürün hemen kullanılmalıdır. Kullanılmayan seyreltilmiş ürün atılmalıdır. Dilüsyon geçerli aseptik koşullarda gerçekleşmemişse 2-8oC'de 24 saatten fazla saklanamaz, İlk kullanımdan sonra ve çoklu iğne girişlerini takiben kullanılmayan konsantre, mikrobiyal, kimyasal ve fiziksel stabilitesini 25oC'nin altında 28 güne kadar ışıktan korunmak şartıyla korur
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra ANZATAX'i kullanmayınız.
Ruhsat Sahibi: ORNA İlaç Tekstil Kimyevi Maddeler Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.
Fatih Sultan Mehmet Caddesi, Yayabeyi Sokak Arın İş Merkezi No: 9 Kavacık -İstanbul
Üretici: Hospira Australia Pty Ltd
Mulgrave, Victoria, Avustralya
AŞAĞIDAKİ BİLGİLER BU İLACI UYGULAYACAK SAĞLIK PERSONELİ İÇİNDİR
Pozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi Intravenöz uygulamanın hazırlanması:
ANZATAX, infüzyondan önce seyreltilmelidir. ANZATAX'dan 0.3 ila 1.2 mg/mL nihai konsantrasyon elde edilmek üzere enjektabl %0.9 NaCl çözeltisi, enjektabl %5 Dekstroz çözeltisi, enjektabl %5 Dekstroz ve %0.9 NaCl çözeltisi ya da % 5 dekstrozlu Ringer çözeltisi ile nihai konsantrasyon 0.3-1.2 mg/mL olacak şekilde aseptik tekniklerle seyreltilmelidir. Solüsyon oda sıcaklığında (250C) ve oda ışığında 24 saat stabil kalır.
Solüsyonlar hazırlanırken, formülasyondaki taşıyıcı nedeni ile bulanıklık gösterebilirler ve bu bulanıklık filtrasyon ile giderilemez. ANZATAX, membran mikroporları 0.22 mm'den büyük olmayan bir in-line filtresi ile uygulanmalıdır. Intrapur Inline Filtre (0.22 |im) ile yapılan çalışmalarda potens kaybı belirtilmemiştir.
Genellikle 24 saatlik infüzyonun sonuna doğru solüsyonda çökme bildirilmiştir. Çökelti riskini azaltmak için, paklitaksel dilüsyondan hemen sonra kullanılmalı ve çok fazla çalkalanmamalıdır. İnfüzyon setleri kullanılmadan önce iyice durulanmalıdır. İnfüzyon sırasında solüsyonun görünümü düzenli aralıklarla kontrol edilmeli ve eğer çökelti varsa infüzyon kesilmelidir.
Paklitakselin içerdiği polioksietil kastor yağı, polivinil klorür (PVC) kaplardan zaman ve konsantrasyona bağlı DEHP [di-(2-etilheksil)ftalat] sızmasına neden olabilir. Dilue olmamış konsantrenin, infüzyon solüsyonlarının hazırlanmasında kullanılan plastik PVC (polivinilklorid) aletlerle temas etmemesi gerekir. Hastanın PVC infüzyon torbalarından, setlerinden ya da diğer tıbbi cihazlardan sızabilecek olan DEHP [di-(2-etilheksil)ftalat] ile temasını en aza indirgemek içini seyreltilen paklitaksel solüsyonları tercihan cam veya polipropilen şişelerde ya da plastik torbalarda (polipropilen, poliolefın) saklanmalı ve polietilen kaplı uygulama setleri ile hastaya verilmelidir.
Tıpanın yırtılmasına ve sonuç olarak paklitaksel çözeltisinin sterilitesinin etkilenmesine neden olduğu için Chemo-Dispensing Pin aleti veya sivri uçlu benzer cihazlar paklitaksel flakonlarıyla kullanılmamalıdır.
Hastada gelişebilecek ekstravazasyon reaksiyonu için spesifik bir tedavi şu anda bilinmemektedir. Ekstravazasyon olasılığı nedeniyle ilacın uygulanması sırasında olası infiltrasyon için uygulama yerinin yakından izlenmesi önerilmektedir.
Uyarılar:
ANZATAX antineoplastik bir ilaçtır ve dikkatle kullanılması gerekir. Solüsyon seyreltmeleri, özel alanlarda, sorumlu personel tarafından aseptik koşullarda hazırlamalıdır. Eldiven kullanılmalıdır.
Deri ve mukoz membranlar ile temas etmemesi için gereken önlemler alınmalıdır. Eğer ANZATAX deri ile temas ederse, derhal su ve sabunla yıkanmalıdır. Deri ile teması yanma ve kızarıklığa yol açar. Mukoz membranlar ile temas ederse de bol su ile yıkanmalıdır. İnhale edilirse, dispne, göğüs ağrısı, boğazda yanma ve bulantı rapor edilmiştir.
Böbrek yetmezliği:
Hafıf-orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda dozda değişiklikler önerebilmek için yeterli veri bulunmamaktadır. Ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda ANZATAX kullanımı önerilmemektedir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalar, özellikle grade III-IV miyelosupresyon açısından yüksek risk taşımaktadır. İlk kürdeki tedaviye ilişkin olarak 3 ve 24 saatlik infüzyonlardaki dozaj ayarlaması önerilir.
Şiddetli karaciğer yetmezliğine sahip hastalarda paklitaksel tedavisi önerilmemektedir. Ön tedavi:
Ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonlarının önlenmesi için paklitaksel uygulamasından önce hastaların tümüne bir ön tedavi uygulanmalıdır. Bu ön tedaviler paklitaksel verilmeden yaklaşık 6 ve 12 saat önce oral yolla uygulanan veya 30 ila 60 dakika önce intravenöz yolla uygulanan 20 mg deksametazon (Kaposi sarkomu hastaları için 8-20 mg), 30 ila 60 dakika önce intravenöz yolla uygulanan 50 mg difenhidramin ve 30 ila 60 dakika önce 300 mg simetidin veya 50 mg ranitidin dozlarını içerebilir.
İlerlemiş veya metastatik over kanseri tedavisi:
Kombinasyon tedavisi: Daha önceden tedavi görmemiş hastalarda her üç haftada bir 3 saatlik iv. infüzyon ile 175 mg/m2 dozunda uygulanır. Alternatif olarak her 3 haftada bir 24 saatlik iv infüzyon ile 135 mg/m2'lik miyelosupresif bir doz kullanılabilir. Bir platin bileşiği ile kombine edilerek kullanılacak ise, ANZATAX platin bileşiğinden önce verilmelidir.
Tek ajan tedavisi: Daha önceden kemoterapi görmüş hastalarda önerilen rejim, her üç haftada bir 3 saatte intravenöz yoldan 175 mg/m 'dir.
Meme kanseri tedavisi:
• Meme kanserinin adjuvan tedavisi: ANZATAX, antrasiklin, siklofosfamid (AC) tedavisini takiben 4 kür olarak her üç haftada bir, 3 saatte intravenöz yoldan 175 mg/m dozunda uygulanır.
• İlerlemiş veya metastatik meme kanserinin ilk basamak, kombinasyon tedavisi: Paklitaksel, doksorubisin (50 mg/m2) ile kombine kullanılırken, doksorubisinden 24 saat sonra verilmelidir. Önerilen paklitaksel dozu her 3 haftada bir, 3 saatte intravenöz yoldan 220 mg/m2'dir.
Paklitaksel'in trastuzumab ile kombine kullanımında tavsiye edilen dozu, kürler arasında 3 hafta bırakılarak 3 saatte intravenöz yoldan 175 mg/m2'dir. Paklitaksel infüzyonuna trastuzumabın ilk dozunu izleyen gün veya önceki trastuzumab dozu iyi tolere edilmişse trastuzumabın daha sonraki dozlarının hemen ardından başlanabilir.
Metastatik meme kanserinin tek ajan tedavisi (ikinci basamak tedavi): Başlangıçtaki kemoterapinin başarısız olması veya altı aylık adjuvan kemoterapi sırasında nüks görülmesi halinde, her üç haftada bir, üç saatlik intravenöz infüzyonla uygulanan 175 mg/m2 paklitaksel tedavisinin etkin olduğu gösterilmiştir.
Haftalık uygulama; ANZATAX 80-100 mg/m dozunda bir saatlik infüzyonla uygulanabilir. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri tedavisi:
Kombinasyon tedavisi: daha önceden tedavi görmemiş hastalarda her 3 haftada bir 3 saatlik İ.V. infüzyonla 175 mg/m2 dozunda uygulanır. Alternatif olarak her 3 haftada bir 24 saatlik
İ.V. infüzyonla 135 mg/m 'lik daha miyelosupresif bir doz kullanılabilir. Bir platin bileşiği ile kombine edilerek kullanılacak ise paklitaksel, platin bileşiğinden önce verilmelidir. Tek ajan tedavisi: Paklitaksel 175 - 225 mg/m2 dozunda her 3 haftada bir, 3 saatlik İ.V. infüzyonla uygulanır.
Solid tümörü olan hastalarda (meme, over ve küçük hücreli olmayan akciğer kanseri) daha sonraki paklitaksel dozları, nötrofil sayısı en az >1500 hücre/mm3 ve trombosit sayısı en az >100000 hücre/mm3 olana kadar uygulanmamalıdır. Ciddi nötropeni (<500 hücre/ mm3) ya da ciddi periferik nöropati gelişen hastalarda daha sonraki ilaç uygulamalarında doz % 20 azaltılmalıdır. Nörotoksisite insidansı ve nötropeni şiddeti dozla birlikte artmaktadır.
AIDS'e bağlı Kaposi sarkomu tedavisi:
Her üç haftada bir üç saatlik intravenöz infüzyonla 135 mg/m2 veya her iki haftada bir üç saatlik intravenöz infüzyonla 100 mg/m dozunda paklitaksel tedavisi önerilmektedir (istenen yoğunluk 45-50 mg/m2/hafta).
Takip eden paklitaksel dozları, hastanın toleransına göre ayarlanır.
İlerlemiş HIV hastalığı olan kişilerde immünosupresyona bağlı olarak aşağıdaki ilaç
tedavileri önerilmiştir:
1. Ön tedavi ilaçlarından biri olan deksametazonun dozu oral yolla 10 mg'a (oral yolla 20 mg yerine) düşürülür.
2. Paklitaksel tedavisi ancak nötrofil sayısı en az 1000 hücre/m3 olduğunda başlatılır veya yeniden uygulanır.
3. Sonraki paklitaksel kürlerinin dozu ciddi nötropeni (bir hafta veya daha uzun süreyle nötrofil <500 hücre/mm3) olan hastalarda azaltılır ve
4. Klinik açıdan endike olduğunda eşzamanlı olarak hematopoietik büyüme faktörü (G-CSF) tedavisi başlatılır.
KISA URUN BILGISI 1. BEŞERİ TIBBI ÜRÜNÜN ADI
ANZATAX 300mg/50ml Enjektabl Konsantre Çözelti İçeren Flakon
2. KALITATIF VE KANTİTATIF BILEŞIM
Her bir mL'de;
Etkin madde:
Paklitaksel 6 mg/mL
Yardımcı maddeler:
Etanol
Makrogolgliserol risinoleat (polioksil kastor yağı)
Sitrik asit anhidr
"Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakınız".
3. FARMASÖTIK FORM
Konsantre infüzyon çözeltisi
Berrak, renksizden soluk sarıya dek değişen renklerde, hafifçe vizköz konsantre enjektabl solüsyon
4. KLİNIK ÖZELLIKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
Over kanseri:
• ANZATAX; platin içeren bir ilaç ile kombine olarak, ilerlemiş kanserinin ilk seçenek tedavisinde endikedir.
• ANZATAX, ilerlemiş veya metastatik over kanserinin ikinci seçenek tedavisinde endikedir.
Meme kanseri:
Erken evre adjuvan tedavide
• ANZATAX'in nod pozitif meme kanserinin adjuvan tedavisinde Antrasiklin ve Siklofosfamid tedavisini takiben kullanımı endikedir.
İlk seçim tedavide
• ANZATAX, ilerlemiş ya da metastatik meme kanserinin ilk seçenek tedavisinde;
• Antrasiklin tedavisinin uygun olduğu hastalarda bir antrasiklinle kombine olarak veya
• Antrasiklin tedavisinin uygun olmadığı hastalarda tek ajan olarak veya
• HER-2'si kuvvetli pozitif (immunohistokimyasal yöntem ile 3 pozitif veya FISH tekniği ile pozitif) olduğu tayin edilen hastalarda trastuzumab ile kombine olarak endikedir.
İkinci seçenek tedavide
• ANZATAX, kombinasyon kemoterapisinin başarısız olduğu metastatik meme kanserinin ikinci seçenek tedavisinde endikedir. Uygulanan ilk basamak tedavide klinik açıdan kontrendikasyon bulunmadıkça bir antrasiklin yer almalıdır.
İlerlemiş küçük hücreli olmayan akciğer kanseri:
• ANZATAX, küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin ilk seçenek tedavisinde küratif cerrahi müdahale veya radyasyon tedavisi almayacak hastalarda bir platin bileşiği ile kombine olarak endikedir.
Kaposi sarkoma
• AIDS'e bağlı Kaposi sarkomunun ikinci seçenek tedavisinde endikedir.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi
Ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonlarının önlenmesi için paklitaksel uygulamasından önce hastaların tümüne bir ön tedavi uygulanmalıdır. Bu ön tedaviler paklitaksel verilmeden yaklaşık 6 ve 12 saat önce oral yolla uygulanan veya 30 ila 60 dakika önce intravenöz yolla uygulanan 20 mg deksametazon (Kaposi sarkomu hastaları için 8-20 mg), 30 ila 60 dakika önce intravenöz yolla uygulanan 50 mg difenhidramin ve 30 ila 60 dakika önce 300 mg simetidin veya 50 mg ranitidin dozlarını içerebilir.
İlerlemiş veya metastatik over kanseri tedavisi:
Over kanserinin birinci seçenek tedavisinde: Daha önceden tedavi görmemiş hastalarda her üç haftada bir 3 saatlik iv. infüzyon ile 175 mg/m
2 dozunda uygulanır. Alternatif olarak her 3 haftada bir 24 saatlik iv infüzyon ile 135 mg/m
2'lik miyelosupresif bir doz kullanılabilir. Bir platin bileşiği ile kombine edilerek kullanılacak ise, ANZATAX platin bileşiğinden önce verilmelidir.
Over kanserinin ikinci seçenek tedavisinde: Daha önceden kemoterapi görmüş hastalarda önerilen rejim, her üç haftada bir 3 saatte intravenöz yoldan 175 mg/m
2'dir.
Meme kanseri tedavisi:
• Meme kanserinin adjuvan tedavisi: ANZATAX, antrasiklin, siklofosfamid tedavisini takiben 4 kür olarak her üç haftada bir, 3 saatte intravenöz yoldan 175 mg/m
2 dozunda uygulanır.
• İlerlemiş veya metastatik meme kanserinin ilk seçenek, kombinasyon tedavisi: Paklitaksel, doksorubisin (50 mg/m ) ile kombine kullanılırken, doksorubisinden 24 saat sonra verilmelidir. Önerilen paklitaksel dozu her 3 haftada bir, 3 saatte intravenöz yoldan 220 mg/m
2'dir.
Paklitaksel'in trastuzumab ile kombine kullanımında tavsiye edilen dozu, kürler arasında 3 hafta bırakılarak 3 saatte intravenöz yoldan 175 mg/m 'dir. Paklitaksel infüzyonuna trastuzumabın ilk dozunu izleyen gün veya önceki trastuzumab dozu iyi tolere edilmişse trastuzumabın daha sonraki dozlarının hemen ardından başlanabilir.
Metastatik meme kanserinin tek ajan tedavisi (İkinci seçim tedavi): Başlangıçtaki kemoterapinin başarısız olması veya altı aylık adjuvan kemoterapi sırasında nüks görülmesi halinde, her üç haftada bir, üç saatlik intravenöz infüzyonla uygulanan 175 mg/m paklitaksel tedavisinin etkin olduğu gösterilmiştir.
Haftalık uygulama; ANZATAX 80-100 mg/m
2 dozunda bir saatlik infüzyonla uygulanabilir. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri tedavisi:
Kombinasyon tedavisi: daha önceden tedavi görmemiş hastalarda her 3 haftada bir 3 saatlik i.v. infüzyonla 175 mg/m
2 dozunda uygulanır. Alternatif olarak her 3 haftada bir 24 saatlik i.v. infüzyonla 135 mg/m 'lik daha miyelosupresif bir doz kullanılabilir. Bir platin bileşiği ile kombine edilerek kullanılacak ise paklitaksel, platin bileşiğinden önce verilmelidir.
Tek ajan tedavisi: Paklitaksel 175 - 225 mg/m dozunda her 3 haftada bir, 3 saatlik i.v. infüzyonla uygulanır.
Solid tümörü olan hastalarda (meme, over ve küçük hücreli olmayan akciğer kanseri) daha sonraki paklitaksel dozları, nötrofil sayısı en az >1500 hücre/mm
3 ve trombosit sayısı en az >100000 hücre/mm
3 olana kadar uygulanmamalıdır. Ciddi nötropeni (<500 hücre/ mm
3) ya da ciddi periferik nöropati gelişen hastalarda daha sonraki ilaç uygulamalarında doz % 20 azaltılmalıdır. Nörotoksisite insidansı ve nötropeni şiddeti dozla birlikte artmaktadır.
AIDS'e bağlı Kaposi sarkomu tedavisi:
Her üç haftada bir üç saatlik intravenöz infüzyonla 135 mg/m
2 veya her iki haftada bir üç saatlik intravenöz infüzyonla 100 mg/m
2 dozunda paklitaksel tedavisi önerilmektedir (istenen yoğunluk 45-50 mg/m
2/hafta).
Takip eden paklitaksel dozları, hastanın toleransına göre ayarlanır.
İlerlemiş HIV hastalığı olan kişilerde immünosupresyona bağlı olarak aşağıdaki ilaç tedavileri önerilmiştir:
1) Ön tedavi ilaçlarından biri olan deksametazonun dozu oral yolla 10 mg'a (oral yolla 20 mg yerine) düşürülür.
2) Paklitaksel tedavisi ancak nötrofil sayısı en az 1000 hücre/m
3 olduğunda başlatılır veya yeniden uygulanır.
3) Sonraki paklitaksel kürlerinin dozu ciddi nötropeni (bir hafta veya daha uzun süreyle nötrofil <500 hücre/mm
3) olan hastalarda azaltılır ve
4) Klinik açıdan endike olduğunda eşzamanlı olarak hematopoietik büyüme faktörü (G-CSF) tedavisi başlatılır.
Uygulama şekli:
Paklitaksel konsantre infüzyon çözeltisi, intravenöz olarak uygulanır.
Uygulama sırasında eldiven kullanılması önerilmektedir.
Ekstravazasyon reaksiyonu için spesifik bir tedavi şu anda bilinmemektedir. Ekstravazasyon olasılığı nedeniyle ilacın uygulanması sırasında olası infiltrasyon için uygulama yerinin yakından izlenmesi önerilmektedir.
Böbrek/Karaciğer yetmezliği: Böbrek yetmezliği:
Hafif-orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda dozda değişiklikler önerebilmek için yeterli veri bulunmamaktadır (bkz. bölüm 5.2). Ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda ANZATAX kullanımı önerilmemektedir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalar, özellikle grade III-IV miyelosupresyon açısından yüksek risk taşımaktadır. İlk kürdeki tedaviye ilişkin olarak 3 ve 24 saatlik infüzyonlardaki dozaj ayarlaması önerileri Tablo 1'de gösterilmektedir. Daha sonraki kürlerde yapılacak doz azaltımları bireysel toleransa göre yapılmalıdır. Hastalar belirgin miyelosupresyon gelişimi açısından yakından izlenmelidir.
Tablo 1: Klinik çalışma verilerine göre karaciğer yetmezliği olan hastalarda dozlam önerileri a |
Karaciğer yetmezliğinin derecesi |
|
|
TransaminazDüzeyleri |
| Bilirubin düzeylerib | Önerilen paklitaksel dozuc |
<2 x NUS
| ve
| < 1.5 mg/dL
| 135 mg/m2
|
2 - <10 x NÜS
| ve
| < 1.5 mg/dL
| 100 mg/m2
|
<10 x NÜS
| ve
| 1.6 - 7.5 mg/dL
| 50 mg/m
|
> 10 x NÜS
| veya
| > 7.5 mg/dL
| Önerilmemektedir
|
|
| 3 saatlik infüzyon |
|
<10 x NÜS
| ve
| < 1.25 x NÜS
| 175 mg/m2
|
<10 x NÜS
| ve
| 1.26 - 2.0 x NÜS
| 135 mg/m2
|
<10 x NÜS
| ve
| 2.01 - 5.0 x NÜS
| 90 mg/m2
|
> 10 x NÜS
| veya
| > 5.0 x NÜS
| Önerilmemektedir
|
aBu öneriler karaciğer yetmezliği olmayan hastalarda 24 saatlik infüzyonla 135 mg/m2veya 3 saatlik infüzyonla 175 mg/m uygulamasına dayanmaktadır; diğer rejimler için (örn, AIDS'e bağlı Kaposi sarkomu) doz ayarlama önerisi yapılması için veri yoktur.
|
b3 ve 24 saatlik infüzyon programları arasında bilirubin düzeylerine farklılıklar klinik çalışma tasarımındaki farklılıklardan kaynaklanmaktad:
| ilişkin kriterlerdeki ır.
|
cDozaj önerileri tedavinin ilk kürüne yöneliktir; sonraki kürlerde yapılacak diğer doz azaltımları bireysel toleransa göre yapılmalıdır.
|
Pediyatrik popülasyon:
Paklitakselin 18 yaş altındaki hastalardaki güvenilirliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır. Kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Çalışmaların çoğunda ciddi miyelosupresyon, bazı çalışmalarda da ciddi nöropati yaşlı hastalarda daha sık görülmektedir. Kardiyovasküler olaylarda artış da görülmüştür. ANZATAX'in etkinliği yaşlı ve genç hastalarda aynı gibi görünmüştür; ancak,
çalışmaya katılan yaşlı hasta sayısının düşük olması nedeni ile karşılaştırmalı etkinlik kesin olarak belirlenememiştir.
Kontrendikasyonlar
• İçerdiği etkin madde (paklitaksel) veya özellikle makrogolgliserol risinoleat (polioksil kastor yağı) olmak üzere formüldeki diğer bileşenlerden herhangi birisine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda,
• Başlangıçta nötrofil sayımı <1500 hücre/mm
3 olan solid tümörlü veya başlangıç ya da takip eden nötrofil sayımları <1000 hücre/mm
3 olan
AİD
S'e bağlı Kaposi Sarkomlu hastalarda
• Kaposi sarkomlu hastalarda ayrıca eş zamanlı, ciddi, kontrol edilmeyen enfeksiyonların eşlik ettiği durumlarda kontrendikedir.
• Gebelik ve laktasyonda kontrendikedir.
4.4Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Paklitaksel ancak, kanserde kullanılan kemoterapötik maddelerin kullanımında deneyimli bir hekim gözetiminde uygulanmalıdır. Özellikle aşırı duyarlılık reaksiyonları gibi komplikasyonların uygun tedavisi ancak yeterli tanı ve tedavi imkânları mevcut olduğunda mümkündür.
Eğer paklitaksel cilde temas ederse derhal su ve sabunla iyice yıkanmalıdır. Deriyle teması yanma ve kızarıklığa yol açar. Topikal maruziyeti takiben karıncalanma, yanma ve kızarıklık gibi olaylar meydana gelmektedir.
Paklitaksel mukoz membranlarla temas ederse membranlar su ile iyice yıkanmalıdır. Solunması halinde dispne, göğüs ağrısı, gözlerde yanma, boğazda ağrı ve bulantı bildirilmiştir.
Hayvanlarda yapılan lokal tolerans çalışmalarında intraarteryel uygulamadan sonra şiddetli doku reaksiyonları görüldüğünden intraarteryel paklitaksel uygulamasından kaçınılması için önlemler alınmalıdır.
İntravenöz uygulama sırasında ekstravazasyon açısından infüzyon bölgesi yakından gözlenmelidir. Ekstravazasyona bağlı reaksiyonlar dahil enjeksiyon yeri reaksiyonları genelde hafif olup eritem, hassasiyet, ciltte renk değişikliği veya enjeksiyon yerinde şişliği içermiştir. Bu reaksiyonlar 3 saatlik infüzyona kıyasla 24 saatlik infüzyonda daha sık meydana gelmiştir. Farklı bir bölgeye paklitaksel uygulamasını takiben daha önce ekstravazasyon meydana gelen bölgede cilt reaksiyonlarının nüksü seyrek şekilde bildirilmiştir.
Paklitaksel tedavisinden önce hastalara kortikosteroidler, antihistaminikler ve H2 reseptör antagonistleri ile premedikasyon uygulanmalıdır (bakınız bölüm 4.2)
Paklitaksel bir platin bileşiği ile kombine olarak verildiği zaman platin bileşiğinden önce verilmelidir.
Anafilaksi ve aşırı duyarlılık reaksiyonları:
Siklosporin konsantre infüzyon çözeltisi ve tenipozid konsantre enjeksiyon çözeltisi içeren ürünlere karşı aşırı duyarlılık reaksiyon öyküsü olan hastalara paklitaksel uygulanmamalıdır.
Hastaların tümüne paklitaksel tedavisinden önce, alerji engelleyici ön tedavi uygulanmalıdır.
Yüzde ve boyunda kızarıklık, cilt reaksiyonu, dispne, hipotansiyon veya taşikardi gibi minör semptomlar tedaviye ara verilmesini gerektirmemektedir. Bununla birlikte hastaların %2 -%4'ünde tedavi gerektiren hipotansiyon, bronkodilatör gerektiren dispne, anjiyoödem ve jeneralize ürtiker gibi anafilaksi ve şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonları paklitaksel tedavisinin derhal kesilmesini ve agresif semptomatik tedavi uygulanmasını gerektirmektedir. Bu tür bir olaydan sonra yeniden paklitaksel uygulaması riski göze alınmamalıdır. Aşırı duyarlılık reaksiyonlarının şiddeti ve frekansı paklitaksel dozu veya programından etkilenmemiştir. Faz 3 ikinci basamak over kanseri çalışmasında 24 saatlik infüzyona kıyasla 3 saatlik infüzyon aşırı duyarlılık reaksiyonlarında daha yüksek bir artışla ilişkilendirilmemiştir. Üçüncü kürden sonra şiddetli reaksiyonlar gözlenmemiş ve şiddetli semptomlar genelde paklitaksel infüzyonunun ilk saati içerisinde meydana gelmiştir.
Kemik iliği supresyonu:
Kemik iliği supresyonu (temelde nötropeni) doza bağlı olup paklitaksel tedavisinin doz sınırlayıcı toksisitesidir. En düşük nötrofil düzeyleri ortalama 11 günde meydana gelmiştir 135 mg/m dozu uygulanan hastalarda, 175 mg/m
2 dozu uygulanan hastalara göre nötropeni görülme sıklığı daha düşüktür. Aynı çalışmada 3 saatlik uygulamaya kıyasla 24 saatlik uygulama şiddetli nötropeni (<500 hücre/mm
3) daha sık görülmüş ve infüzyon süresi miyelosupresyon üzerinde dozdan daha büyük bir etki yaratmıştır. Daha önce radyoterapi uygulanması, nötropeni sıklığını ve şiddetini artırmamıştır. nötropeni kümülatif maruziyetle artmamış, daha sık veya daha şiddetli oluşmamıştır. Sisplatin ile kombinasyonunda nötropeni ve şiddetli nötropeni insidansı, sisplatin + siklofosfamid kombinasyonundan daha yüksektir. Şiddetli nötropeni yaşayan hastalarda G-CSF dahil destek tedavisi kullanımı önerilmektedir.
Temelde nötropeni olmak üzere şiddetli olabilen ve enfeksiyona neden olabilen kemik iliği supresyonunun izlenmesi için paklitaksel alan hastaların tümünde sıklıkla periferik kan sayımı yapılması önerilmektedir. Nötrofil sayımı >1500/mm
3 (Kaposi sarkomu hastaları için >1000 /mm
3) ve trombosit sayımı >100000/mm
3 (Kaposi sarkomu hastaları için >75000 /mm
3) olana kadar hastaya tedavi uygulanmamalıdır.
Trombositopeni yaygın olmakla birlikte hemen hemen hiç şiddetli düzeye çıkmamıştır (<50.000 hücre/mm ). Hemorajik epizodların büyük bir kısmı lokal olup bu olayların frekansı paklitaksel enjeksiyon dozu ve programı ile ilişkisizdir. Adjuvan meme kanseri çalışmasında şiddetli trombositopeni ve Trombosit transfüzyonu insidansı doksorubisin dozuyla artmıştır. Vakaların %16'sında şiddetli olmak üzere (Hb<8 g/dL) hastaların %78'inde anemi (Hb<11 g/dL) gözlenmiştir.
Enfeksiyonlar:
Hastaların %30'u ve kürlerin %9'unda enfeksiyöz epizodlar meydana gelmiştir. İdrar yolları enfeksiyonu ve üst solunum yolu enfeksiyonları en sık bildirilen enfeksiyöz komplikasyonlardır. İlerlemiş HIV hastalığı ve düşük riskli AİDS'e bağlı Kaposi sarkomlu immün yetmezlikli hastaların %61'inde en az bir nozokomiyal enfeksiyon bildirilmiştir.
Ağır kalp iletim anormallikleri:
Paklitaksel tedavisi sırasında hastaların <%1'inde şiddetli iletim anomalileri gösterilmiş ve bazı vakalarda pacemaker takılması gerekmiştir. Paklitaksel infüzyonu sırasında hastada ciddi iletim anomalileri gelişirse uygun tedavi uygulanmalı ve sonraki paklitaksel kürleri sırasında elektrokardiyografik izlem yapılmalıdır.
Kardiyovasküler:
Paklitaksel uygulaması sırasında hipotansiyon, bradikardi ve hipertansiyon gözlenmiş olmakla birlikte bu reaksiyonlar genelde tedavinin kesilmesini gerektirmemiştir. Hipertansiyon oluşması veya nüksü nedeniyle paklitaksel infüzyonlarına bazen ara verilmeli veya tamamen kesilmelidir
Özellikle paklitaksel infüzyonunun ilk saatinde sık sık yaşamsal belirtilerin izlenmesi önerilmektedir. Ciddi iletim anormallikleri olan hastalar dışında, devamlı EKG monitorizasyonu gerekmez. Başta antrasiklin olmak üzere diğer kemoterapilerin uygulandığı hastalarda tipik olarak konjestif kalp yetmezliği bildirilmiştir. AIDS-KS klinik çalışmasında tek bir kalp yetmezliği olgusu da bildirilmiştir.
Paklitaksel, metastatik meme kanserinin ilk seçenek tedavisinde doksorubisin veya trastuzumab ile kombine kullanıldığında kardiyak fonksiyonların izlenmesi önerilir. Paklitakselin söz konusu kombinasyonları ile tedavi düşünüldüğünde hastalar kardiyak geçmiş, fiziksel muayene, EKG, ekokardiyogram ve/veya MUGA incelemelerini kapsayan temel kardiyak değerlendirmeye tabi tutulmalıdırlar. Kardiyak fonksiyon, tedavi süresince her 3 ayda bir devamlı olarak izlenmelidir. İzleme kardiyak bozukluk gelişen hastaların tespit edilmesine yardımcı olabilir. Tedaviyi gerçekleştiren doktor tarafından ventriküler fonksiyon değerlendirmesinin sıklığına karar verilirken uygulanan antrasiklinin dozu (mg/m
2) dikkatle değerlendirilmelidir. Testlerde kardiyak fonksiyonda bozulma görülürse, bu asemptomatik olsa dahi, irreversible kardiyak hasar oluşması potansiyeline karşı tedaviye devam edilmesi halinde sağlanacak klinik yararlar tedaviyi gerçekleştiren doktor tarafından dikkatlice değerlendirilmelidir. Eğer tedaviye devam edilmesine karar verilirse kardiyak fonksiyon daha sık izlenmelidir.
Sinir sistemi:
Periferik nöropati sıklıkla meydana gelmekle birlikte ciddi semptomlar nadiren görülür ve uygulanacak diğer paklitaksel kürlerinde dozun %20 (Kaposi sarkomu hastaları için %25) azaltılması gerekir. Sisplatin ile kombine kullanımı, bu etkisinde artış meydana getirir.
Genelde nörolojik semptomların frekansı ve şiddeti paklitaksel monoterapisi uygulanan hastalarda doza bağımlıdır. Periferik nöropati frekansı kümülatif dozla birlikte artmıştır. Paklitaksel tedavisinin kesilmesinden sonraki birkaç ay içerisinde genelde duyusal semptomlar düzelmiş veya tamamen geçmiştir. Daha önce uygulanan tedavilere bağlı nöropatiler paklitaksel tedavisi için kontrendikasyon oluşturmaz.
İntergroup birinci basamak over kanseri çalışmasında nörotoksisite nöromotor ve nörosensör olaylara ilişkin raporları da içermiştir. İntergroup ve GOG çalışmalarında yapılan çapraz geçişli nörotoksisite karşılaştırması, paklitaksel sisplatin 75 mg/m
2 ile birlikte verildiğinde şiddetli nörotoksisite insidansının, 24 saatlik infüzyonla verilen 135 mg/m
2 dozuna kıyasla (%3) 3 saatlik infüzyonla verilen 175 mg/m paklitaksel dozunda daha yaygın olduğunu (%21) düşündürmektedir.
Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri (NSCLC) olan hastalarda paklitaksel uygulamasını takiben sisplatin uygulaması, paklitaksel monoterapisi uygulanan over veya meme kanserli hastalardakine kıyasla daha yüksek şiddetli nörotoksisite insidansına neden olmuştur.
Sindirim sistemi:
Psödomembranöz kolit seyrek şekilde bildirilmiştir. Eşzamanlı olarak antibiyotik verilmeyen hastalarda psödomembranöz kolit görülmüştür. Paklitaksel tedavisi sırasında veya hemen sonra meydana gelen şiddetli veya uzun süreli diyare vakalarının ayırıcı tanısı açısından bu reaksiyon dikkate alınmalıdır.
Kaposi sarkomuna sahip hastalarda nadiren şiddetli mukozit görülebilir. Mukozit dozaj programına bağlı olup 3 saatlik infüzyona kıyasla 24 saatlik infüzyonda daha sık şekilde meydana gelmiştir. Eğer şiddetli bir reaksiyon olursa, paklitaksel dozu %25 azaltılmalıdır. Paklitaksel + sisplatin tedavisinde bulantı ve kusma insidansı, paklitaksel monoterapisinden yüksek görünmektedir.
Solunum sistemi:
Paklitaksel akciğer radyoterapisi ile kombinasyon halinde verilebilir ve kronolojik sıradan bağımsız şekilde intersitisyel pnömoni gelişimine katkıda bulunur.
Karaciğer yetmezliği:
Hafifçe bozulmuş hepatik fonksiyona sahip hastalarda, 3 saatlik infüzyon şeklinde uygulandığında paklitaksel toksisinde artış olduğunu gösteren bir kanıt yoktur. Paklitaksel, serum total bilirubin düzeyleri üst normal sınırın >2 katı olan hastalarda miyelotoksisitesinin alevlenebildiği konusunda sınırlı veri mevcuttur. Bu hastalara paklitaksel uygulanırken son derece dikkatli olunmalı ve Pozoloji ve Uygulama Şekli bölümünde önerildiği şekilde doz azaltımına gidilmelidir.
Şiddetli kolestaza sahip hastalarda veri yoktur. Ciddi hepatik yetmezlikte kullanılmamalıdır. Kazara maruziyet:
Solunması halinde dispne, göğüs ağrısı, gözlerde yanma, boğazda ağrı ve bulantı bildirilmiştir. Topikal maruziyeti takiben karıncalanma, yanma ve kızarıklık gibi olaylar meydana gelmektedir.
ANZATAX, hacmin yaklaşık %50'si kadar, doz başına 20 g'a dek etanol (alkol) içerir. Yani, her dozda yarım litre biraya ve büyük bir bardak (210 mL) şaraba eşdeğer etanol vardır. Alkol bağımlılığı olanlar için zararlı olabilir. Hamile veya emziren kadınlar, çocuklar ya da karaciğer hastalığı ya da epilepsi için yüksek risk grubundaki hastalar için dikkate alınmalıdır.
ANZATAX 527.0 mg makrogolgliserol risinoleat (polioksil kastor yağı) içerir ve bu maddeye bağlı ciddi alerjik reaksiyonlar görülebilir.
4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Paklitaksel tedavisinin over kanserinin birinci basamak kemoterapisinde sisplatinden önce uygulanması önerilmektedir. Paklitaksel sisplatinden önce uygulandığında güvenilirlik profili monoterapide bildirilenle uyumludur. Paklitaksel, sisplatinden sonra uygulandığında, daha derin bir miyelosupresyon görülmekte ve paklitaksel klerensi yaklaşık % 33 azalmaktadır. Paklitaksel ve sisplatin uygulanan hastalarda, sisplatin monoterapisi ve jinekolojik kanser tedavisinde görüldüğü gibi böbrek yetmezliği riskinde bir artış meydana gelebilir.
Paklitaksel metabolizması sitokrom P450 izoenzimleri CYP2C8 ve CYP3A4 tarafından hızlandırılmaktadır. Klinik ilaç etkileşimi çalışmaları yapılmadığından bilinen P450
izoenzimleri CYP2C8 ve CYP3A4 substratları veya inhibitörleri ile birlikte paklitaksel uygulandığında dikkatli olunmalıdır.
Paklitakselin ve diğer CYP3A4 substrat ve inhibitörlerinin potansiyel etkileşimleri ile ilişkili veriler sınırlıdır. Bu nedenle CYP2C8 veya 3A4'ü inhibe ettiği (örn, eritromisin, fluoksetin, gemfibrozil,) veya indüklediği (örn. rifampisin, karbamazepin, fenitoin, fenobarbital, efavirenz, nevirapin) bilinen ilaçlarla paklitaksel eşzamanlı uygulandığında dikkatli olunması gereklidir. İn vitro olarak paklitaksel'in 6a-hidroksipaklitakselemetabolize olması bazı ajanlar tarafından (ketokanozol, verapamil, diyazepam, kinidin, deksametazon, siklosporin, teniposid, etoposid ve vinkristin) inhibe edilmiş ama kullanılan konsantrasyonlar normal terapötik dozları takiben in vivo olarak bulunanları geçmiştir.
Bilinen bir CYP3A4 inhibitörü olan ketokonazolün eşzamanlı uygulanması hastalarda paklitaksel eliminasyonunu inhibe etmemektedir. Sonuç olarak iki tıbbi ürün doz ayarlaması yapılmaksızın birlikte uygulanabilir.
Kaposi sarkomu hastalarında, nelfinavir ve ritonavir ile birlikte alındığında paklitakselin sistemik klerensi anlamlı şekilde azalmaktadır. Indinavir ise bu etkiyi göstermemektedir. Diğer proteaz inhibitörleri ile etkileşimlere ait yeterli bilgi yoktur. Bunun sonucunda, proteaz inhibitörü ile eş zamanlı tedavi gören hastalara paklitaksel dikkatli verilmelidir.
Testosteron, 17a-etinil estradiol, retinoik asit ve CYP2C8'in spesifik inhibitörü olan quercetin de in vitro 6a-hidroksipaklitaksel oluşumunu inhibe etmiştir.
Paklitaksel doksorubi sinden önce ve önerilenden daha uzun infüzyon süreleri kullanılarak uygulandığı zaman, kombine paklitaksel ve doksorubisin kullanımı ile daha derin nötropenik ve stomatit episodları ile karakterize, sıra etkileri gözlenmiştir. (Paklitaksel 24 saatte, doksorubisin 48 saatte uygulanmıştır). Doksorubisin ve paklitaksel çok yakın zamanlarda uygulandığında doksorubisin (ve aktif metaboliti doksarubisinolün) eliminasyonu azalabildiğinden plazma seviyeleri artabilir. Birlikte kullanımda kardiyak yan etkilerde artış olabilir. Bu nedenle metastatik meme kanserinin başlangıç tedavisi olarak uygulanan paklitaksel doksorubisin dozundan 24 saat sonra verilmelidir.
Paklitaksel ve doksorubisinin eş zamanlı kullanıldığı klinik çalışmalarda, doksorubisinin ve metabolitlerinin dağılma ve eliminasyonu uzar. Paklitaksel doksorubi sinden hemen sonra uygulandığında, doksorubisine total maruz kalma, iki ilacın 24 saatlik aralıkla uygulanmasına kıyasla %30 daha yüksek olur.
Literatürdeki raporlar, bir epirubisin metaboliti olan epirubisinolün plazma seviyelerinin, paklitaksel ve epirubisin kombine halde kullanıldığında artabileceğini öne sürmektedir. Artan epirubisinol plazma seviyelerinin klinik önemi bilinmemektedir.
Paklitaksel klerensi premedikasyon olarak simetidin uygulanmasından etkilenmemektedir.
Paklitakselin diğer terapilerle kombinasyon halinde kullanılması için lütfen, sisplatin, doksorubisin veya trastuzumab kullanımı üzerine bilgi için bu tıbbi ürünlerin Kısa Ürün Bilgilerine başvurunuz.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Seksüel olarak aktif fertil kadın ve erkek hastalar tedavi sırasında, erkekler tedaviden sonra en az 6 ay, kadınlar ise tedaviden sonra en az bir ay süreyle etkin gebelik önleyici yöntemler kullanmalıdır. Hormon reseptör pozitif tümörlü hastalarda hormonal doğum kontrol yöntemleri kontrendikedir.
Gebelik dönemi
Gebe kadınlarda yapılan yeterli ve iyi kontrollü çalışma yoktur. Paklitaksel gebelik ve /veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkilere sahip olabilir. ANZATAX mutlaka gerekli olmadıkça gebelikte kullanılmamalıdır.
Paklitaksel, gebelik sırasında kullanılırsa veya hasta bu ilacı alırken gebe kalırsa, fetusa yönelik olası riskler konusunda hasta bilgilendirilmelidir.
Laktasyon dönemi
Paklitakselin insan sütü ile atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar paklitakselin sütle atıldığını göstermektedir. Etkin maddenin süt ile atılımına yönelik fizikokimyasal ve eldeki farmakodinamik,/toksikolojik veriler nedeniyle memedeki çocuk açısından bir risk olduğu göz ardı edilemez. ANZATAX, emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite:
Paklitakselin tavşanlarda embriyotoksik ve fetotoksik olduğu ve sıçanlarda fertiliteyi azalttığı gösterilmiştir. İnsanlarda üreme yeteneği ile ilişkili veri yoktur.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Paklitakselin bu yeteneği etkilediği gösterilmemiştir. Ancak paklitaksel etanol içerdiği için, alkolün santral sinir sistemi üzerine olası etkisi ve diğer etkileri göz önünde tutulmalıdır. Araç ve makine kullanma yeteneği ilacın alkol içeriği nedeniyle azalabilir. Ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonlarının riskini azaltmak için verilen ön tedavilerin de santral sinir sistemi üzerinde yapabileceği muhtemel etkiler de dikkate alınmalıdır.
4.8 İstenmeyen etkiler
Aksi belirtilmedikçe aşağıdaki yan etkiler, klinik çalışmalarda paklitaksel monoterapisi uygulanan 812 hastaya ilişkin genel güvenilirlik veri tabanını yansıtmaktadır. Ayrıca sisplatin ile kombinasyon halinde paklitaksel alan daha önce tedavi uygulanmamış over kanseri veya NSCLC'li hastalarda veya adjuvan koşullarda doksorubisin/siklofosfamid uygulamasından sonra paklitaksel alan meme kanseri hastalarda daha yüksek frekans ve şiddette ve bu popülasyonlarda klinik açıdan anlamlı bir farkla meydana gelen toksisiteler de tanımlanmaktadır. Faz 3 over kanseri, meme kanseri, NSCLC ve Faz 2 Kaposi sarkomu çalışmalarında gözlenen önemli yan etkilerin frekans ve şiddeti yukarıda tedavi koluna göre tablo halinde sunulmaktadır. Ayrıca pazarlama sonrası deneyim veya diğer klinik çalışmalarda seyrek şekilde görülen yan etkiler de bildirilmiştir. Yan etkilerin frekansı ve şiddeti over, meme veya akciğer karsinomu veya Kaposi karsinomu tedavisi için paklitaksel alan hastalarda genel benzer olmakla birlikte AIDS'e bağlı Kaposi sarkomlu hastalarda daha yüksek frekans ve şiddette hematoloji toksisite, enfeksiyonlar ve febril nötropeni yaşanabilir. Bu hastalar daha düşük bir doz yoğunluğu ve destek tedavisine ihtiyaç duymaktadır. Sadece Kaposi sarkomu olan grupta veya bu popülasyonda daha yüksek şiddette ve klinik açıdan anlamlı bir farkla gözlenen toksisiteler tanımlanmaktadır.
Klinik çalışmalarda paklitaksel ile ilgili bildirilen diğer istenmeyen reaksiyonlar aşağıdaki sıklık derecesine göre listelenmiştir:
Çok yaygın (>1/10); yaygın >1/100, <1/10); Yaygın olmayan (>1/1000, <1/100); Seyrek (>1/10.000, <1/1000); Çok seyrek (<1/10.000), izole bildirimler dahil
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Çok yaygın: Enfeksiyöz epizodlar*, idrar yolları enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonları (ölümcül de olabilen), nozokomiyal enfeksiyon (özellikle Kaposi sarkomunda), ateş.
Yaygın olmayan: Septik şok.
Seyrek: Pnömoni, peritonit, sepsis.
* Özellikle Kaposi sarkomlu AIDS hastalarında Sitamegalo virüs, Herpes Simpleks,
Pneumocytis carinii, M. avium-intracellulare,
özofagus kandidiyazisi, Kriptosporidiozis, Kriptokokal menenjit, lökoensefalopati gibi fırsatçı enfeksiyonlar sıktır.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Kemik iliği supresyonu, nötropeni, trombositopeni, kanama, anemi Seyrek: Febril nötropeni.
Çok seyrek: Akut myeloid lösemi, myelodisplastik sendrom.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Minör aşırı duyarlılık reaksiyonları, özellikle döküntü, yüzde ve boyunda kızarıklık
Yaygın: Aşırı duyarlılığa bağlı gelişen hipotansiyon, dispne, taşikardi, hipertansiyon, göğüs ağrısı
Yaygın olmayan: Aşırı duyarlılık reaksiyonlarına bağlı seyrek sırt ağrısı vakaları ve titreme vakaları, tedavi gerektiren anlamlı aşırı duyarlılık reaksiyonları (genelde ilk iki kürde ve infüzyonun ilk saati içinde meydana gelmiştir) Seyrek: Anafilaktik reaksiyonlar. Çok seyrek: Anafilaktik şok.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok seyrek: Anoreksi.
Bilinmiyor: Hiperglisemi
Psikiyatrik hastalıkları
Çok seyrek: Konfüzyonel durum
Sinir sistemi hastalıkları*
Çok yaygın: Periferik nöropati, nörolojik semptomlar, nörosensöriel olaylar Seyrek: Motor nöropati (uçlarda güç azalması)
Çok seyrek: Paralitik ileusa ve ortostatik hipotansiyona neden olabilen otonomik nöropati, grandmal nöbetler, konvulsiyonlar, hafif baş dönmesi, baş ağrısı, senkop, ataksi ve
KULLANMA TALİMATIANZATAX 300mg/50ml Enjektabl Konsantre Çözelti İçeren Flakon Damar içine uygulanır.
-Etkin madde :
Paklitaksel
Her 1 mL çözelti 6 mg paklitaksel içerir.
-Yardımcı maddeler :
Makrogolgliserol risinoleat (polioksil kastor yağı), sitrik asit ve etanol (alkol) içerir.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, ÇÜNKÜ SİZİN İÇİN ÖNEMLİ BİLGİLER İÇERMEKTEDİR.
• Kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.
• Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
• Bu ilacın kullanımı sırasında doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu
ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
• Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun
dışında yüksek veya düşük doz
kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında :
1. ANZATAX Nedir Ne İçin Kullanılır?
2. ANZATAX Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
3. ANZATAX Nasıl Kullanılır ?
4. Olası Yan Etkiler Nelerdir ?
5. ANZATAX Saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. ANZATAX Nedir Ne İçin Kullanılır?
ANZATAX 300mg / 50 mL Enjektabl Konsantre Çözelti İçeren Flakon, çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılan renksiz ila açık sarı, hafif kıvamlı bir çözeltidir ve cam flakonlarda ambalajlanmıştır.
ANZATAX kemoterapi için kullanılan bir ilaçtır. Kemoterapinin amacı özellikle meme, yumurtalık ve akciğer kanserlerinin belirli türlerinde olmak üzere kanserli hücrelerin öldürülmesi ve çoğalmasının önlenmesidir.
ANZATAX ayrıca AIDS'li hastalarda görülen bir kanser türünün (Kaposi Sarkomu) tedavisinde , diğer tedavilerin etkili olmadığı durumlarda kullanılır. Bu kanser , deride veya iç
Organların yüzeyinde yeni kan damarlarının oluşması ile ortaya çıkar ve ilk görünümü pembemsi ya da kırmızı-mor renkli leke ya da yumrular şeklindedir.
ANZATAX, kanserli hücrenin bölünmesini ve çoğalmasını durdurabilir. Böylelikle kanserli hücrelerin ölümüne neden olur. Ayrıca normal hücreler de ANZATAX tedavisinden etkilenebilir ve bundan dolayı bazı yan etkilere neden olabilir.
2. ANZATAX 'ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
ANZATAX'ı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ!
Eğer,
• Paklitaksel veya ANZATAX 300mg/50ml Enjektabl Konsantre Çözelti İçeren Flakon bileşimindeki herhangi bir maddeye karşı alerjiniz varsa,
• Hamileyseniz veya bebeğinizi emziriyorsanız,
• Kaposi sarkomu ile eş zamanlı olarak ciddi, kontrol edilemeyen enfeksiyonlar yaşıyorsanız,
• Paklitaksel tedavisinin başlangıcında beyaz kan hücresi (nötrofil) sayınız tehlikeli düzeyde düşükse (solid [“sıvı içermeyen”] tümöre sahip hastalarda 1500 hücre/mm3 altında ve Kaposi sarkomu olan hastalarda 1000 hücre /mm3 altında nötrofil bulunması).
ANZATAX'ı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ !
• Damar içine uygulama sırasında, damar dışına sızma olursa,
• ANZATAX tedavisi sırasında boyun ve yüzde kızarıklık, deri döküntüleri, solunum sıkıntısı, kan basıncında düşme, kalp atımında hızlanma gibi olaylar gelişirse,
• Tedavi uygulandıktan sonra, akyuvar denen savunma hücrelerinizin ve trombosit denen pıhtılaşma hücrelerinizin sayısında azalma olursa ve bu azalmalara bağlı olarak ciddi enfeksiyonlar ya da kanama gelişirse, Doktorunuz bu durumda ANZATAX ile yapılan her uygulamadan önce kan değerlerinizi kontrol edecektir.
• İdrar yolları enfeksiyonu, solunum yolları enfeksiyonu veya hastaneden bulaşan enfeksiyonlar gelişirse,
• ANZATAX tedavisi sırasında kalp atımlarınızda (ritminizde) ciddi bozulmalar görülürse,
• Kan basıncınızda düşme, yükselme veya kalp hızınızda yavaşlama gibi kalp problemleri meydana gelirse
• Kalp yetmezliği bulguları ortaya çıkarsa (alçak yastıkta yatamama, hareket ettiğinizde Nefes darlığı olması gibi bulgular kalp yetmezliğinin göstergesi olabilir).
• ANZATAX, platin, antrasiklin gibi diğer kanser ilaçları ile birlikte kullanılıyorsa
• El veya ayaklarınızda uyuşma, karıncalanma ya da yanma olursa,
• Ağız içinde yaralar gibi mukoza iltihabı (mukozit) gelişirse,
• ANZATAX tedavisi ile birlikte akciğerlerinize ışın tedavisi (radyoterapi) uygulanıyorsa,
• ANZATAX tedavisi sırasında veya sonrasında solunum güçlüğü gelişirse,
• Karaciğer hastalığınız varsa,
• ANZATAX uygulaması sırasında veya uygulamadan kısa sonra ortaya çıkan ciddi veya sürekli ishal durumu varsa; bu durumda kalın barsak iltihabı söz konusu olabilir.
• Doksorubisin veya trastuzumab ile birlikte uygulama yapılıyorsa; Doktorunuz bu durumda kalp fonksiyonlarınızı tedaviden önce ve tedavi boyunca kontrol edecektir.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa, sizin için geçerliyse, lütfen doktorunuza danışınız ve doktorunuzla konuşana kadar ilacı almayınız.
ANZATAX'ın yiyecek ve içecek ile kullanılması
Uygulama yöntemi açısından yiyecek ve içeceklerle etkileşimi yoktur.
Hamilelik:
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•
ANZATAX hamile kadınlarda kullanılmamalıdır.
• Paklitaksel enjeksiyonunu gebelik sırasında kullanmak zorunda kalırsanız veya bu ilacı alırken gebe kalırsanız, anne karnındaki bebeğinize yönelik olası riskler konusunda lütfen doktorunuzdan bilgi isteyiniz.
• ANZATAX kullananlarda hamilelik önlenmeli ve eşler, ANZATAX tedavisi sırasında ve tedaviden sonra en az 6 ay süreyle uygun gebelik önleyici yöntemler uygulamalıdır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz veya hamile kalmayı planlıyorsanız hemen doktorunuza danışınız.
Emzirme:
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•
ANZATAX'ı emzirme döneminde kullanmayınız.
• ANZATAX tedavisi sırasında bebeğinizi emzirmeyi durdurunuz. Doktrunuzu güvenli olduğunu söyleyene kadar bebeğinizi yeniden emzirmeye başlamayınız.
Araç ve makine kullanımı
ANZATAX alkol içerdiği için, tedavi uygulandıktan hemen sonra araç kullanılması uygun olmayabilir. Tedavi sırasında alerji gelişimini önlemek için uygulanan ilaçlar da araç kullanımı üzerinde olumsuz etki yapabilir.
ANZATAX 'ın içeriğinde bulunan bazı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu ilaçta poliksil kastor yağı vardır bu da alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
ANZATAX makrogolgliserol risinoleat (polioksil kastor yağı) içerdiği için ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir.
ANZATAX yarım litre bira veya büyük bir bardak şaraba (210mL) eşdeğer şekilde ; her dozda 20 g'a eşdeğer %50 etanol ( alkol) içermektedir. Bu miktar, alkolik hastalar, karaciğer hastalığı veya epilepsili (nöbet yaşayan) hastalar gibi yüksek riskli hastalar için zararlı olabilir. Bu ilaçtaki alkol miktarı diğer ilaçların etkisini değiştirebilir.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
- Kanser tedavisinde kullanılan sisplatin, doksorubisin, epirubisin ile kullanılıyorsa (Sisplatinle birlikte kullanıldığında böbrek fonksiyonlarının daha sık kontrol edilmesi gerekebilir. Doksorubisin ile birlikte kullanıldığında, vücutta yüksek seviyede
doksorubisin birikiminden kaçınmak için ANZATAX, doksorubisin uygulamasını takiben ancak 24 saat sonra uygulanmalıdır).
• ANZATAX ile trastuzumabın birlikte kullanılması durumunda; doktorunuz kalp fonksiyonlarınızı tedaviden önce ve tedavi boyunca kontrol edecektir.
• Eritromisin ve rifampisin gibi antibiyotikler ile
• Depresyon tedavisinde kullanılan fluoksetin ile
• Kan yağlarını düşürücü (hipolipidemik) bir ilaç olan gemfibrozil ile
• Karbamazepin, fenitoin, fenobarbital gibi sara (epilepsi) hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar ile
Efavirenz, nevirapin ritonavir, nelfinavir gibi AIDS tedavisinde ve virüs hastalıkları tedavisinde kullanılan ilaçlar ile kullanırken dikkatli kullanılmalıdır.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınızsa lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. ANZATAX nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklıı için talimatlar:
• ANZATAX dozu doktorunuz tarafından, boyunuz ve kilonuza göre hesaplanan vücut yüzeyinize göre belirlenecektir.
• Doz, kanserin türüne ve kan testlerinizin sonucuna göre belirlenecektir.
• Tedavi genelde her 3 haftada bir tekrarlanacaktır.
• Kanserinizin tür ve şiddetine göre ANZATAX size başka kanser ilaçları ile birlikte de verilebilir.
• ANZATAX tedavisinden önce alerji riskinin azaltılması için size farklı ilaçlar ile tedavi uygulanacaktır.
• Doktorunuz ANZATAX ile tedavinizin ne kadar süreceğini size bildirecektir.
Uygulama yolu ve metodu:
• ANZATAX size kanser tedavisinde uzman bir doktor tarafından yazılacaktır.
• Size uygun ANZATAX dozu hesaplandıktan sonra uzman sağlık personeli tarafından tedaviniz uygulanacaktır.
• ANZATAX toplardamarlarınızdan birine yavaş enjeksiyon yoluyla damla damla verilecektir. Tedavi 3 saat sürecektir.
Deiik yagrupları:
Çocuklarda kullanımı:Yaşlılarda kullanımı:
Yaşlılarda kemik iliğinin baskılanması, duyu kusurları, kalp damar yan etkileri daha sıktır. İlacın yaşlılardaki etkinliği gençlerdeki etkinliğine benzer bulunmuştur.
Özel kullanım durumları:
Böbrek yetersizlii
Böbrek yetmezliği durumunda doktorunuz almanız gereken dozu bildirecektir. Ancak ciddi böbrek yetmezliği durumunda ANZATAX kullanılmamalıdır.
Karacier yetersizlii
Hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliğiniz varsa doktorunuz dozu azaltacaktır. Ciddi karaciğer yetmezliğinde (karaciğer bozukluğunu gösteren enzimlerinizin düzeyinin normalin 10 katı ve üzerinde olması veya bilirubin düzeylerinizin normalin 5 katından yüksek olması durumunda) kullanılmamalıdır.
Eğer ANZATAX'ın etkisi-nin çok güçlü ve^ya çok zayıf olduğuna dair bi^ izleniminiz var ise, doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla ANZATAX kullandıysanız:
ANZATA^'den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız, bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
ANZATAX dozaşımı vakaları için özgün bir tedavi yoktur.
Aşırı doz ile ilişkili bulgular, kemik iliği baskılanması ve kan bozuklukları, kollar, eller ve bacaklar veya ayaklarda uyuşukluk, karıncalanma (periferik nörotoksisite) ve ağızda ortaya çıkan yaralardır. Ayrıca kusma ve ishal dahil mide sorunları gibi yaygın şekilde görülen yan etkilerin şiddetlenmesine yol açacaktır.
ANZATAX çocuklarda uygulanmaz. Ancak herhangi bir şekilde yanlışlıkla uygulanmış ve bir dozaşımı olmuşsa, akut alkol zehirlenmesi bulguları ile ilişkilendirilebilir. Bu gibi durumlarda derhal doktorunuza başvurunuz.
ANZATAX'i kullanmayı unutursanız
Doktorunuz atlanan dozun ne zaman uygulanacağına karar verecektir.
Takip eden dozun yeni uygulama zamanı için doktorunuzun talimatlarına uymanız önemlidir. Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
Eğer bu ürünün kullanımına ilişkin başka sorunuz varsa doktorunuza veya eczacınıza sorun. ANZATAX ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler:
Doktorunuz tarafından belirtilmedikçe ANZATAX'ın dozunu azaltmayınız ya da tedaviyi durdurmayınız. ANZATAX tedavisini durdurmak hastalığınızın daha kötüye gitmesine neden olabilir.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, ANZATAX'in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır:
Çok yaygın: 10 hastanın en az 1 inde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Seyrek: 1.000 hastanın birinden az görülebilir.
Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Enfeksiyonlar
Çok yaygın: İdrar yolları enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonları ve hastaneden bulaşan enfeksiyonlar* gelişebilir
Yaygın olmayan: Enfeksiyona bağlı şok (kan basıncında düşme, soğuk terleme, nabzın hızlanması ile birlikte görülen ve ölüme gidebilen tablo).
Seyrek: Akciğer enfeksiyonu, karın zarı iltihabı, kan zehirlenmesi.
* Özellikle Kaposi sarkomlu AIDS hastalarında sıktır.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Kan hücrelerinin sayısında geçici düşüşe neden olabilir. Buna bağlı olarak, kansızlık (anemi), beyaz kan hücrelerinin ileri derecede azalması (nötropeni), kan pulcuklarının azalması (trombositopeni) gelişebilir.
Seyrek: Vücuttaki savunma hücreleri sayısının düşmesine bağlı gelişen ateşli durum gelişebilir
Çok seyrek: Ani başlangıçlı kan kanserleri.
Bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıkları
Çok yaygın: Hafif alerjik belirtiler, özellikle deri döküntüleri, yüzde ve boyunda kızarıklık Yaygın: Alerji nedeni ile kan basıncı düşüklüğü, solunum sıkıntısı, nabızda hızlanma, kan basıncında yükselme, göğüs ağrısı
Yaygın olmayan: Alerjiye bağlı sırt ağrısı, titreme, tedavi gerektiren ciddi alerjiler (genelde ilk iki tedavi kürü sırasında ve tedavinin ilk saati içinde meydana gelmiştir)
Seyrek: Anafilaksi denilen soluk borusunda şişme, nefes alma güçlüğü ve kan basıncı düşüklüğü ile şoka ve ölüme kadar gidebilen tablo gelişimi
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok seyrek: İştahsızlık. Bilinmiyor: Kan şekerinde yükselme
Ruh salıı ile ilikili hastalıkları
Çok seyrek: Akıl karışıklığı.
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Duyu sinirlerinde bozulmaya bağlı gelişen el ve ayaklarda uyuşma,
karıncalanma, yanma ve duyu kusurları
Seyrek: Ellerde, kollarda, bacaklarda güç azalması
Çok seyrek: Sara (epilepsi) hastalığına benzer nöbetler, kasılmalar, hafif baş dönmesi, baş ağrısı, bayılma, sıçrama tarzında istemsiz hareketler,
Göz hastalıkları
Yaygın olmayan: Gözde kızarıklık, göz yaşarması
Çok seyrek: Özellikle önerilenden yüksek dozlarda alan hastalarda ışık çakmaları şeklinde görme bozuklukları, kalıcı görme bozukluğu
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Çok seyrek: İşitme kaybı ve kulak çınlaması
Kalp hastalıkları
Çok yaygın: Kalp atımında hızlanma, yavaşlama veya kalp (ritminde) atımında hafif bozukluklar
Yaygın olmayan: Kalp krizi, kalp yetmezliği kalp pili takılmasını gerektiren ritim bozuklukları (bloklar)
Çok seyrek: Ritim bozukluklarına bağlı ölüm.
Damar hastalıkları
Çok yaygın: Kan basıncında düşme
Yaygın: Kan basıncında yükselme, toplardamarların iltihabına bağlı kan pıhtısı oluşumu Yaygın olmayan: İlerleyici kan basıncı düşüklüğü Çok nadir: Şok
Solunum sistemi ile ilikili hastalıklar
Seyrek: Akciğerlerin esnekliğinin kaybolması (fibroz), akciğere giden damarların kan pıhtısı ile tıkanması nedeni ile solunum güçlüğü (akciğer embolisi), solunum güçlüğü, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, solunum yetmezliği.
Eşzamanlı olarak radyoterapi uygulanan hastalarda bu uygulamaya bağlı zatüree vakaları bildirilmiştir.
Çok seyrek: Öksürük.
Mide baırsak sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Bulantı/kusma, ishal ve ağız yaraları.
Yaygın olmayan: Bağırsak tıkanıklığı, bağırsak delinmesi, pankreas iltihabı, kalın bağırsağın kanlanamamasına bağlı iltihaplanma.
Seyrek: Kandaki savunma hücrelerinin azalması ile birlikte görülen bağırsak iltihaplanmaları, Çok seyrek: Bağırsak damarlarının tıkanması, kanlı, sümüklü ishal, yemek borusu iltihabı, kabızlık, karında sıvı toplanması,
Karacier hastalıkları
Yaygın: Karaciğer hasarının göstergesi olan bazı karaciğer enzimlerinin kan değerlerinde yükselme
Yaygın olmayan: Bilirubin yüksekliği
Çok seyrek: Karaciğer hücrelerinin ölümü ve buna bağlı bilinç kaybı (ölümle neticelenebilir)
Deri ve deri altı dokusu hastalıkları:
Çok yaygın: Saç dökülmesi
Yaygın: Tırnakta renk ve şekil değişiklikleri
Seyrek: Deri döküntüleri, kaşıntı, kızarıklık
Çok seyrek: Ciltte ve göz çevresinde kan oturması, şişlik ve kızarıklıklarla ve deride soyulmalarla seyreden ciddi deri bozuklukları (Stevens Johnson Sendromu), kurdeşen, tırnakların erimesi. (tedavideki hastalar, el ve ayaklarına güneş koruyucusu uygulamalıdırlar).
Kas-kemik sistemi ile ilikili hastalıkları
Çok yaygın: Eklem ağrıları, kas ağrıları
Böbrek ve idrar hastalıkları
Çok yaygın: Böbrek işlevlerinde ileri derecede bozulma (Kaposi sarkomunda sık)
Seyrek: Böbrek işlevlerinin bozukluğunu gösteren kan değerlerinde (kreatinin) yükselme, böbrek yetmezliği
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilikin hastalıkları:
Çok yaygın: İlacın uygulama sırasında damar dışına sızmasına bağlı olarak gelişen kızarıklık, hassasiyet, ciltte renk değişikliği veya uygulama bölgesindeki şişlik (endurasyon).
Yaygın olmayan: Uygulanan toplardamarda iltihap (flebit), cilt altı dokuda iltihap (selülit), ciltte soyulma (eksfoliyasyon), sızıntı bölgesinde doku ölümü (nekroz)
Seyrek: Yorgunluk, halsizlik, ateş, vücudun susuz kalması, genel şişkinlik (ödem), hastalık hali
Bilinmiyor: Grip benzeri bulgular
Pazarlama sonrasında kazara solunum yolu ile alınırsa solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, gözlerde yanma, boğaz ağrısı ve kusma bildirilmiştir. Deri yolu ile temas sonrasında temas bölgesinde karıncalanma, yanma ve kızarıklık bildirilmiştir.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız, doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
5. ANZATAX'ın saklanması
ANZATAX'ı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
25oC'nin altında ambalajında saklanmalıdır.
İlacı dondurmayınız. Buzdolabında saklanan ürün çökebilir fakat hafif hafif karıştırılarak veya hiç çalkalamadan oda sıcaklığında tekrar çözündürülür. Eğer çözelti bulanık kalırsa, şişe atılmalıdır.
Dilüsyondan sonra kimyasal ve fiziksel kullanımda stabilitesi 25oC'de 72 saat devam etmiştir, normal ışık koşullarında saklanmıştır. Mikrobiyolojik olarak, seyreltilmiş ürün hemen kullanılmalıdır. Kullanılmayan seyreltilmiş ürün atılmalıdır. Dilüsyon geçerli aseptik koşullarda gerçekleşmemişse 2-8oC'de 24 saatten fazla saklanamaz, İlk kullanımdan sonra ve çoklu iğne girişlerini takiben kullanılmayan konsantre, mikrobiyal, kimyasal ve fiziksel stabilitesini 25oC'nin altında 28 güne kadar ışıktan korunmak şartıyla korur
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
ANZATAX'ı kutusunda belirtilen son kullanma tarihinden sonra kullanmayınız.
Ruhsat Sahibi:
ORNA İlaç Tekstil Kimyevi Maddeler Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Sti.
Fatih Sultan Mehmet Caddesi, Yayabeyi Sokak Arın İş Merkezi No: 9
Kavacık -İstanbul
Üretici:
Hospira Australia Pty Ltd
Mulgrave, Victoria, Avustralya
Bu kullanma talimatı tarihinde onaylanmıştır.
AŞAĞIDAKİ BİLGİLER BU İLACI UYGULAYACAK SAĞLIK PERSONELİ İÇİNDİR Pozoloji/Uygulama sıklıı ve süresintravenöz uygulamanın hazırlanması:
ANZATAX, infüzyondan önce seyreltilmelidir. ANZATAX'dan 0.3 ila 1.2 mg/mL nihai konsantrasyon elde edilmek üzere enjektabl %0.9 NaCl çözeltisi, enjektabl %5 Dekstroz çözeltisi, enjektabl %5 Dekstroz ve %0.9 NaCl çözeltisi ya da % 5 dekstrozlu Ringer çözeltisi ile nihai konsantrasyon 0.3-1.2 mg/mL olacak şekilde aseptik tekniklerle seyreltilmelidir. Solüsyon oda sıcaklığında (250C) ve oda ışığında 24 saat stabil kalır.
Solüsyonlar hazırlanırken, formülasyondaki taşıyıcı nedeni ile bulanıklık gösterebilirler ve bu bulanıklık filtrasyon ile giderilemez. ANZATAX, membran mikroporları 0.22 mm'den büyük olmayan bir in-line filtresi ile uygulanmalıdır. Intrapur Inline Filtre (0.22 |im) ile yapılan çalışmalarda potens kaybı belirtilmemiştir.
Genellikle 24 saatlik infüzyonun sonuna doğru solüsyonda çökme bildirilmiştir. Çökelti riskini azaltmak için, paklitaksel dilüsyondan hemen sonra kullanılmalı ve çok fazla çalkalanmamalıdır. İnfüzyon setleri kullanılmadan önce iyice durulanmalıdır. İnfüzyon sırasında solüsyonun görünümü düzenli aralıklarla kontrol edilmeli ve eğer çökelti varsa infüzyon kesilmelidir.
Paklitakselin içerdiği polioksietil kastor yağı, polivinil klorür (PVC) kaplardan zaman ve konsantrasyona bağlı DEHP [di-(2-etilheksil)ftalat] sızmasına neden olabilir. Dilue olmamış konsantrenin, infüzyon solüsyonlarının hazırlanmasında kullanılan plastik PVC (polivinilklorid) aletlerle temas etmemesi gerekir. Hastanın PVC infüzyon torbalarından, setlerinden ya da diğer tıbbi cihazlardan sızabilecek olan DEHP [di-(2-etilheksil)ftalat] ile temasını en aza indirgemek içini seyreltilen paklitaksel solüsyonları tercihan cam veya polipropilen şişelerde ya da plastik torbalarda (polipropilen, poliolefin) saklanmalı ve polietilen kaplı uygulama setleri ile hastaya verilmelidir.
Tıpanın yırtılmasına ve sonuç olarak paklitaksel çözeltisinin sterilitesinin etkilenmesine neden olduğu için Chemo-Dispensing Pin aleti veya sivri uçlu benzer cihazlar paklitaksel flakonlarıyla kullanılmamalıdır.
Hastada gelişebilecek ekstravazasyon reaksiyonu için spesifik bir tedavi şu anda bilinmemektedir. Ekstravazasyon olasılığı nedeniyle ilacın uygulanması sırasında olası infiltrasyon için uygulama yerinin yakından izlenmesi önerilmektedir.
Uyarılar:
ANZATAX antineoplastik bir ilaçtır ve dikkatle kullanılması gerekir. Solüsyon seyreltmeleri, özel alanlarda, sorumlu personel tarafından aseptik koşullarda hazırlamalıdır. Eldiven kullanılmalıdır.
Deri ve mukoz membranlar ile temas etmemesi için gereken önlemler alınmalıdır. Eğer ANZATAX deri ile temas ederse, derhal su ve sabunla yıkanmalıdır. Deri ile teması yanma ve kızarıklığa yol açar. Mukoz membranlar ile temas ederse de bol su ile yıkanmalıdır. İnhale edilirse, dispne, göğüs ağrısı, boğazda yanma ve bulantı rapor edilmiştir.
Böbrek yetmezlii:
Hafıf-orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda dozda değişiklikler önerebilmek için yeterli veri bulunmamaktadır. Ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda ANZATAX kullanımı önerilmemektedir.
Karacier yetmezlii:
Karaciğer yetmezliği olan hastalar, özellikle grade III-IV miyelosupresyon açısından yüksek risk taşımaktadır. İlk kürdeki tedaviye ilişkin olarak 3 ve 24 saatlik infüzyonlardaki dozaj ayarlaması önerilir.
Şiddetli karaciğer yetmezliğine sahip hastalarda paklitaksel tedavisi önerilmemektedir. Ön tedavi:
Ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonlarının önlenmesi için paklitaksel uygulamasından önce hastaların tümüne bir ön tedavi uygulanmalıdır. Bu ön tedaviler paklitaksel verilmeden yaklaşık 6 ve 12 saat önce oral yolla uygulanan veya 30 ila 60 dakika önce intravenöz yolla uygulanan 20 mg deksametazon (Kaposi sarkomu hastaları için 8-20 mg), 30 ila 60 dakika önce intravenöz yolla uygulanan 50 mg difenhidramin ve 30 ila 60 dakika önce 300 mg simetidin veya 50 mg ranitidin dozlarını içerebilir.
İlerlemiveya metastatik over kanseri tedavisi:
Kombinasyon tedavisi: Daha önceden tedavi görmemiş hastalarda her üç haftada bir 3 saatlik iv. infüzyon ile 175 mg/m dozunda uygulanır. Alternatif olarak her 3 haftada bir 24 saatlik iv infüzyon ile 135 mg/m2'lik miyelosupresif bir doz kullanılabilir. Bir platin bileşiği ile kombine edilerek kullanılacak ise, ANZATAX platin bileşiğinden önce verilmelidir.
Tek ajan tedavisi: Daha önceden kemoterapi görmüş hastalarda önerilen rejim, her üç haftada bir 3 saatte intravenöz yoldan 175 mg/m 'dir.
Meme kanseri tedavisi:
• Meme kanserinin adjuvan tedavisi: ANZATAX, antrasiklin, siklofosfamid (AC) tedavisini takiben 4 kür olarak her üç haftada bir, 3 saatte intravenöz yoldan 175 mg/m dozunda uygulanır.
• İlerlemiş veya metastatik meme kanserinin ilk basamak, kombinasyon tedavisi: Paklitaksel, doksorubisin (50 mg/m2) ile kombine kullanılırken, doksorubisinden 24 saat sonra verilmelidir. Önerilen paklitaksel dozu her 3 haftada bir, 3 saatte intravenöz yoldan 220 mg/m2'dir.
Paklitaksel'in trastuzumab ile kombine kullanımında tavsiye edilen dozu, kürler arasında 3 hafta bırakılarak 3 saatte intravenöz yoldan 175 mg/m2'dir. Paklitaksel infüzyonuna trastuzumabın ilk dozunu izleyen gün veya önceki trastuzumab dozu iyi tolere edilmişse trastuzumabın daha sonraki dozlarının hemen ardından başlanabilir.
Metastatik meme kanserinin tek ajan tedavisi (ikinci basamak tedavi): Başlangıçtaki kemoterapinin başarısız olması veya altı aylık adjuvan kemoterapi sırasında nüks görülmesi halinde, her üç haftada bir, üç saatlik intravenöz infüzyonla uygulanan 175 mg/m paklitaksel tedavisinin etkin olduğu gösterilmiştir.
Haftalık uygulama; ANZATAX 80-100 mg/m2 dozunda bir saatlik infüzyonla uygulanabilir. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri tedavisi:
Kombinasyon tedavisi: daha önceden tedavi görmemiş hastalarda her 3 haftada bir 3 saatlik İ.V. infüzyonla 175 mg/m2 dozunda uygulanır. Alternatif olarak her 3 haftada bir 24 saatlik
İ.V. infüzyonla 135 mg/m2 'lik daha miyelosupresif bir doz kullanılabilir. Bir platin bileşiği ile kombine edilerek kullanılacak ise paklitaksel, platin bileşiğinden önce verilmelidir. Tek ajan tedavisi: Paklitaksel 175 - 225 mg/m2 dozunda her 3 haftada bir, 3 saatlik İ.V. infüzyonla uygulanır.
Solid tümörü olan hastalarda (meme, over ve küçük hücreli olmayan akciğer kanseri) daha sonraki paklitaksel dozları, nötrofil sayısı en az >1500 hücre/mm3 ve trombosit sayısı en az >100000 hücre/mm3 olana kadar uygulanmamalıdır. Ciddi nötropeni (<500 hücre/ mm3) ya da ciddi periferik nöropati gelişen hastalarda daha sonraki ilaç uygulamalarında doz % 20 azaltılmalıdır. Nörotoksisite insidansı ve nötropeni şiddeti dozla birlikte artmaktadır.
AIDS'e balı Kaposi sarkomu tedavisi:
Her üç haftada bir üç saatlik intravenöz infüzyonla 135 mg/m2 veya her iki haftada bir üç saatlik intravenöz infüzyonla 100 mg/m2 dozunda paklitaksel tedavisi önerilmektedir (istenen yoğunluk 45-50 mg/m2/hafta).
Takip eden paklitaksel dozları, hastanın toleransına göre ayarlanır.
İlerlemiş HIV hastalığı olan kişilerde immünosupresyona bağlı olarak aşağıdaki ilaç tedavileri önerilmiştir:
1. Ön tedavi ilaçlarından biri olan deksametazonun dozu oral yolla 10 mg'a (oral yolla 20 mg yerine) düşürülür.
2. Paklitaksel tedavisi ancak nötrofil sayısı en az 1000 hücre/m3 olduğunda başlatılır veya yeniden uygulanır.
3. Sonraki paklitaksel kürlerinin dozu ciddi nötropeni (bir hafta veya daha uzun süreyle nötrofil <500 hücre/mm3) olan hastalarda azaltılır ve
4. Klinik açıdan endike olduğunda eşzamanlı olarak hematopoietik büyüme faktörü (G-CSF) tedavisi başlatılır.