IBUA :TİVE 100 mg/5 ml Pediatrik Şurup
Ağız yoluyla alınır.
Etlin madde:ibuprofen'dir.
5 ml'Iik ölçek, 100 mg ibuprofen içerir.
He
Yardımcı maddeler
Sükroz, gliserol, sorbitol %70, sitrik asit monohidrat, sodyum benzoat, disodyum EDTA, polisorbat 80, ksantan gum, beta karo ten %l[portakal aroması, deiyonize su.Bu ilabı kullanmaya başlamadan önce bu NI dikkatlice okuyıjnuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya İhtiyaç <|uyabilirsiniz.
Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
Bu ilacın kullanımı sırasında doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. ilaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1. IBUACTIVE nedir ve ne için kullanılır?
2. IBUACTIVE’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3. IBUACTIVE nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. IBUACTIVE’in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
2.IBUACTIVE nedir ve ne için kullanılır?
* İBUACTİVE, portakal kokulu, sarı renkli kıvamlı şuruptur.
- İBUACTİVE, 100 ml'Iik amber cam şişeler içinde piyasaya sunulmaktadır.
* İBUACTİVE 'in etkin maddesi olan ibuprofen, NSAİİ olarak adlandırılan non-steroid antiinflamatuvar (steroid olmayan iltihap giderici) bir ilaç sınıfına aittir.
• İBUACTİVE bu özellikleri dolayısıyla, aşağıdaki durumlarda kullanılmaktadır:
- 6 ay ve üzerindeki çocuklarda ateşin düşürülmesi amacıyla kısa süreli olarak,
- 6 ay ve üzerindeki çocuklarda hafif ve orta derecedeki ağrıların giderilmesi amacıyla kısa süreli olarak,
- Çocukluk çağı romatizmal eklem hastalığı (juvenil artrit) belirtilerinin tedavisi.
3.IBUACTIVE nasıl kullanılır ?
İBUACTİVE’i çocuğunuza ne zaman ve ne şekilde vereceğiniz konusunda doktor muzun talimatlarını izleyiniz. Eğer emin değilseniz, doktorunuza ya da eczacınıza sormalısınız.
kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar
Uygun Çocuk
ar
İBUAtpTIVE 'in olağan günlük dozu bölünmüş dozlar halinde vücut ağırlığı başına 20-30 mg/
kg'dır. Bu dozlar, şurup aşağıdaki gibi verilerek sağlanabilir:
ay-1 yaş :Günde üç defa 2.5ml(yarım ölçek-çocuğunuzun 7kg'dan ağır olması koşulu ile)
1-7 yaş : Günde üç-dört defa 2.5 mİ (yarım ölçek)
3-1 yaş : Günde üç-dört defa 5 mİ (bir ölçek)
2 yaş : Günde üç-dört defa 10 mİ (iki ölçek)
Jüveni
romati
dozum
romatoid artrit hastalığında (çocuk ve ergenlerde ortaya çıkan özel bir mal eklem hastalığı), bölünmüş dozlar halinde vücut ağırlığı başına 40 mg/kg kadar verilebilir.
Yetişk Öneril ölçek)
Bazı h
m doz, bölünmüş dozlar halinde günde 1200-1800 mg'dır (günde üç defa 4-6
ıstalarda 600-1200 mg/gün dozunda idame edilebilir.
nüş dozlar halinde verilen günlük doz 2400 mg’ı geçmemelidir.
gerektiğinde, doz 3200 mg’a yükseltilebilir.
Bölüm
Ancak
Uygulama yolu ve metodu
İBUACTİVE, aç karma biraz su ile verilebilir. Ancak az sayıda hastada İBUACTİVE ile halif bir hazımsızlık hali ortaya çıkabilmektedir. Eğer böyle bir durum oluşursa, şurubu bir miktar yiyecek ya da süt ile vermeniz yararlı olacaktır.
İBUACTİVE alımı ile ağızda veya boğazda geçici bir yanma hissi olabilir. Kullanmadan önce şişeyi iyice çalkalayınız.
Değişip yaş grupları
Yaşlıkırda kullanımı: İBUACTİVE böbrekleri ve karaciğeri normal çalışan yaşlılarda, doz a/arlaması yapılmaksızın kullanılabilir. Ancak yaşlılardaki dozajda dikkatli olunmalıdır. En düşük etkin doz olası en kısa süreyle kullanılmalıdır.
Çocuklarda kullanımı
Yaşlılarda kullanımı
Özel k BÖbre
liİlanım durumları
i/karaciğer/kalp yetmezliği: Böbrek, karaciğer ya da kalp yetmezliği olan hastalalrda dikkatli olunmalıdır, çünkü İBUACTİVE gibi NSAİİ'lerin kullanımı böbrek fonksi} düzeye
onlarında bozulmayla sonuçlanabilir. Bu hastalarda doz mümkün olan en düşük e tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
Eğer İBUACTİVE’in etkisinin çok güçlü ya da çok zayıf olduğuna dair bir izleniminiz
doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
var ise
Kullar
Reçete
Kullanmanız gerekenden daha fazla IBUACTIVE kullanırsanız
edilen günlük dozdan daha fazlasını kullanmayınız.
İBUAC TİVEfden kullanmanız gerekenden fazlasını kullandıysanız, bir doktor veya
le konuşunuz.
eczacı
IBUACTIVE'i kullanmayı unuttuysanız
Bir dozu unutursanız, bunu hatırlar hatırlamaz ilacı veriniz. Ancak bir sonraki dozun zamanı gelmişse, unuttuğunuz dozu atlayınız ve daha sonrasında ilacınızı normalde kullanc iğiniz şekilde kullanmaya devam ediniz.
Unutul ın dozları dengelemek için çift doz vermeyiniz.
IBUACTIVE ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
1
Doktorunuz tedaviyi sonlandırıncaya kadar İBUACTİVE kullanmaya devam etmeniz önem taşımaktadır. Sadece çocuğunuz kendisini daha iyi hissettiği için tedaviye son verme; /iniz. İBUACTİVE almayı zamanından önce keserseniz, çocuğunuzun hastalığı daha d ı kötüleşebilir.
HastalIğın belirtilerinin rahatlamasında etkili olan en düşük dozun, en kısa süreyle kullanılması, ilacın istenmeyen etki olasılığını en aza indirecektir.
Bu ilat 4.
Tüm i yan eti
4.Olası yan etkiler nelerdir ?
açlar gibi, İBUACTİVE 'in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde iler olabilir.
Aşağıdakilerden herhangi biri olursa, İBUACTİVE fi kullanmayı durdurunuz ve DERE AL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
Spesifik olmayan alerjik reaksiyon (Döküntü veya kaşıntı)
Anafılaksi - Nefes darlığı veya yüzde, dudaklarda, göz kapaklarında, dilde veya boğazda kaşıntılı döküntü ve/veya şişkinliğe sebep olabilecek ciddi aleıjik reaksiyon
Astım, sıkıntılı nefes alma, göğüs veya nefes darlığına sebep olabilecek solunum yolu iltihaplanması
Ağırlaşmış astım, sıkıntılı nefes alma, göğüs veya nefes darlığına sebep olabilecek solunum yolu iltihaplanmasının ağırlaşması Bronkospazm, ciğerlerde, nefes almayı zorlaştırıcı geçici solunum yolu darlığı Dispne, nefes almada zorluk Kaşıntı (pruritus)
Deri üzerindeki kırmızı veya mor lekeler (purpura)
Yüz, dudaklar, ağız, dil veya boğazda şişmeye (ödem) neden olan aşırı duyarlılık (anjiyoödem)
Steven-John son sendromu, deri üzerinde veya ağız yüzeyinde, acı veren, kırmızı veya mor döküntü ve kabarıklığa sebep olan hayatı tehdit edici alerjik reaksiyon Ağızda ve vücudun diğer alanlarında su toplaması şeklinde veya farklı büyüklüklerde kırmızı döküntülerle seyreden hastalık (eritema multiforme)
Deride içi sıvı dolu kabarcıklarla, deri soyulmaları ve doku kaybı ile seyreden iddi bir hastalık (toksik epidermal nekroliz)
Curdeşen (ürtiker)
Işığa duyarlılık (fotosensitivite) ve içi sıvı dolu kabarcıklı (vezikülobüllöz) döküntü
n hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri çocuğunuzda mevcut ise, uzun İBUACTİVE 'e karşı ciddi alerjisi var demektir. Acil tıbbi müdahaleye cuğunuzun hastaneye yatırılmasına gerek olabilir.
Bunlar çocuğ veya
un
ço
Anormal karaciğer fonksiyonları, karaciğer yetmezliği
Soğuk algınlığı veya boğaz ağrısına neden olabilecek, beyaz kan hücrelerinin sayısında aşırı azalma (agranülositoz)
Aplastik anemi - kan hücreleri sayısında ciddi azalma (kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve/veya kan pulcukları), kanama veya enfeksiyonlara yatkınlığın artması
Kemik iliği baskılanması, kanama veya enfeksiyonlara yatkınlığın artması Hemolitik anemi (bir tür kansızlık), kırmızı kan hücrelerinde artan bozulma nedenli yorgunluk hissi
Kan pulcuklarının kümeleşmesinin baskılanması (trombosit agregasyon inhibisyonu)
Kanamaya yatkınlığın artması, morlukların görülmesi Beyaz kan hücreleri (lökosit) sayısında azalma (lökopeni)
Kanda nötrofil (bir çeşit beyaz kan hücresi) sayısında azalma (nötropeni), vücudun enfeksiyon ile mücadele yeteneğinde azalma
Trombositopeni (Kanda, kanın pıhtılaşmasını sağlayan trombosit-kan pulcuğu-sayısında azalma), kanama, morlukların görülmesi Kanama, morlukların görülmesi Mide bağırsak kanaması (gastrointestinal kanama)
Mide bağırsakta hafif kanama (gastrointestinal hemoraji)
Mide bağırsakta yara (gastrointestinal ülserasyon)
Kanamaya bağlı katran renkli, kötü kokulu, vıcık vıcık, yapışkan dışkı (melena) Pankreas iltihabı (pankreatit)
Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması (gastrit), mide yanması Kan kusma veya kahve telvesi renginde veya kıvamında kan tükürme (hematemez)
Küçük yaralarla belirgin ağız iltihabı (ülseratif stomatit)
Kalın bağırsak iltihabı (kolit) ve Crohn hastalığının alevlenmesi, karında şiddetli kramp, ishal
Karaciğer iltihabı (hepatit), sarılık Akut böbrek bozukluğu, sersemlik, idrar oluşmaması
Üre ve benzeri azotlu maddelerin kanda birikmesi (azotemi), bilinç bulanıklığı İdrarda kan bulunması (hematüri)
Kreatinin maddesinin böbreklerden atılımının azalması (kreatinin klerensinin azalması)
Hematokrit azalması (kırmızı kan hücre sayısında azalma), halsizlik Aseptik menenjit (mikropsuz beyin zarı iltihabı)
Gastrointestinal perforasyon (mide ve bağırsaklarda delinme)
Eğer b ınlardan biri çocuğunuzda mevcut ise, acil tıbbi müdahaleye veya çocuğmuzun hastaneye yatırılmasına gerek olabilir.
Aşağıı ahilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya sjze en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
Kulak çınlaması (tinnitus)
■Canda eozinofil (bir çeşit beyaz kan hücresi) sayısında artma (eozinofili)
Zihin karışıklığı, bulanıklığı (konfıizyon)
Olmayan şeyleri görme, hissetme veya duyma (halüsinasyon)
Görme bulanıklığı
Zehirli bir madde nedeniyle görme keskinliğinin azalması (toksik ambliyopi) Görme değişiklikleri buymada azalma
Can basıncı yüksekliği (hipertansiyon)
Burun kanaması (epistaksis)
Rinit (nezle,grip)
Oniki parmak bağırsağında meydana gelen yara (duodenal ülser)
Mide ülseri (gastrik ülser)
Sarılık
Hemoglobin azalması ve anormal karaciğer fonksiyon testi Depresyon
Uykusuzluk ve anksiyete (kaygı, endişe)
Uyuşma (parestezi)
Uykululuk hali (somnolans)
Göz sinirlerinde iltihaplanma (optik nörit), bulanık görme İç kulak rahatsızlığından kaynaklanan baş dönmesi (vertigo)
Duyma zorluğu
Çeşitli formlarda toksik böbrek bozuklukları (interstisyel nefrit ve neffotik sendrom dahil).
İBUACTİVE gibi ilaçlar kalp krizi (miyokard enfarktüsü) veya inme riskinde küçük bir artış ile ilişkili bulunabilir.
olarak İBUACTİVE ile kan bozuklukları ve böbrek problemleri oluşabilir.
Seyrek
Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir.
akilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:
Aşağıc
Döküntü
Kaşıntı
Ödem (sıvı birikimine bağlı deri altında oluşabilecek şişlik)
Yorgunluk
S ıvı tutulması
İştah azalması
Sinirlilik
Baş dönmesi (sersemlik hali)
Baş ağrısı Bulantı
Mide bölgesinde ağrı (epigastrik ağrı)
Mide yanması Hazımsızlık (dispepsi)
Kusma
Karın (abdominal) ağrısı/rahatsızlığı İshal (diyare)
Kabızlık (konstipasyon)
Gaza bağlı mide-bağırsakta şişkinlik (flatulans)
Ağızda veya boğazda geçici yanma hissi.
İBUACTİVE 'in hafif yan etkileridir.
Bunlar
Eğer b\ı kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız, doktorunuzu ya da eczacınızı bilgilendiriniz.
2.IBUACTIVE kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
IBUACTIVE'i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
;uğunuz ibuprofene veya bu ilacın içindeki yardımcı maddelerden birine karşı aşıiı duyarlı (alerjik) ise,
IBUA
Eğer ; - Ço
Çocuğunuz daha önceden ibuprofen, aspirin ve diğer NSAII'lere karşı, astım, burun iltiJ ıabı (rinit) veya kurdeşen (ürtiker) gibi alerjik reaksiyonlar gösterdiyse, Çocuğunuz sözü edilen bu ilaçlar nedeniyle daha önce mide-bağırsak kanaması veya del ninesi geçirdiyse,
Çocuğunuzun tekrarlayan mide-onikiparmak bağırsağı ülserleri, iltihabi bağırsak hastalıkları (ülseratif kolit, Crohn hastalığı), mide-bağırsak kanaması gibi hastalıkları var>a ya da daha önce tekrarlayan bir şekilde geçirdiyse,
Çocuğunuzun şiddetli kalp yetmezliği var ise,
İbuprofen kullanırken çocuğunuzda mide-bağırsak kanaması veya yarası (Üİ! erasyon) oluşur ise,
Çocuğunuzda ağır karaciğer yetmezliği var ise,
Çocuğunuzda ağır böbrek yetmezliği (glomerüler fıltrasyon<30ml/dk) var ise, Çocuğunuzda kanamaya eğilim artmış ise (kolay kanamaya neden olan durumlar var i sel Ay am
ıca koroner arter bypass cerrahisi (kalp damarlarındaki tıkanıklığın düzeltilmesi cliyatı) öncesi veya sonrası dönemde İBUACTİVE kullanılmamalıdır.
IBUACTIVE'i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
IBUA<
Eğer;
- Çocuğunuz astım hastası ise, veya daha önce astım geçirdiyse; bronşlarda spazma yol açabilir,
- Çocuğunuz önceden mide-onikiparmak bağırsağı ülseri veya başka mide-bağırsak has alıkları geçirdiyse; bu tablolarda alevlenme görülebilir,
- Çocuğunuzda böbrek hastalığı varsa; böbrek fonksiyonlarının izlenmesi gerekebilir. İbu 002
arofen ve benzeri NSAİ ilaçları uzun süre kullanan kişilerde böbrek işlevlerinin ulma riski, kalp yetmezliği ve karaciğer bozukluğu olanlarda, idrar söktürücü (diiretik) ve ADE inhibitörü sınıfı tansiyon ilacı alanlarda ve yaşlılarda yül< selmektedir,
Çocuğunuzda karaciğer hastalığı varsa,
Çocuğunuzda kalp hastalığı varsa ya da tansiyonu (kan basıncı) yüksek ise; vücudun çeş tli bölümlerinde su tutulması ve bunun sonucunda şişmeler (ödem) görülebilir, İbuarofen ve benzeri ilaçlar, özellikle yüksek dozlarda ve uzun süreyle kul anıldıklarında, kalp krizi (miyokard enfarktüsü) veya inme (felç) riskinde küçük bir artış ile ilişkili bulunmuştur. Kalp veya damar hastalıkları olan, daha önce inme geçirmiş olan veya bu gibi durumlar için risk taşıyanlarda (yüksek tansiyon, yüksek kolesterol veya şeker hastalığı olanlar ya da sigara İçenlerde) tedavi doktor veya ecz ıcı ile görüşülmelidir.
İbuerofen ve benzeri NSAİ ilaçlar uzun süreli (süreğen) kullanıldığında, çocuğunuz önceden bu türlü bir hastalık geçirmemiş olsa bile, mide-bağırsak kanalında ülserler, kanama ve delinme oluşabilmektedir. Bu türlü istenmeyen etkilerin ortaya çıkma riski, daha önce böyle bir hastalık geçirmiş olanlarda, yaşlı kişilerde, yüksek ilaç doz arında ve tedavi süresi uzadıkça artmaktadır.
Çocuğunuzun vücudunda sebepsiz olarak morarmalar, çürümeler ortaya çıkarsa, dol< tora başvurunuz,
Çocuğunuzda üşüme, titreme ve ateşin birdenbire yükselmesi, halsizlik, başağrısı ve kusma, ya da ensesinde katılık hissi ortaya çıkarsa hemen doktora başvurunuz; bir tür beyin zarı iltihabı (aseptik menenjit) belirtileri olabilir.
Çocuğunuzun cildinde kızarıklık, döküntüler belirirse, hemen doktora baş1 sırmalısınız.
siSAI ilaçlar ile olduğu gibi, İBUACTİVE infeksiyon belirtilerini maskeleyebilir.
Diğer
Çocuğunuzun hastalığının belirtilerinin rahatlamasında etkili olan en düşük dozun, en kısa süreyle kullanılması, ilacın istenmeyen etki olasılığını en aza indirecektir.
rılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa çocuğunuz için geçerliyse lütfen
Bu uyt
doktorunuza danışın.
IBUACTIVE'in yiyecek ve içecek ile kullanılması
İBUACTİVE 'i çocuğunuza aç kamına biraz su ile verebilirsiniz. Ancak az sayıda hastada İBUACTİVE ile hafif bir hazımsızlık hali ortaya çıkabilmektedir. Eğer çocuğunuzda böyle bir durum oluşursa, şurubu bir miktar yiyecek ya da süt ile vermeniz yararlı olacaktır. İBUACTİVE ile birlikte alkol kullanılması önerilmez.
Hamil
dik
ilacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Hamileliğin 1. ve 2. üç aylık döneminde, çok gerekli olmadığı sürece ibuprofen
manialıdır.
kullanı
Hamile fiğin son üç ayında kullanılmamalıdır.
Tedavi tiz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz, hemen doktorunuza veya eczacu'iza danışınız.
Emzir ne
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
İBUACTİVE 'in emziren anneler tarafından kullanılması önerilmemektedir.
Araç vç makine kullanımı
İBUACTİVE, sersemlik, rehavet, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi yan etkilere neden alabilir. Eğer bu yan etkiler görülürse, hastalar araç ve makine kullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.
İBUACTİVE 'in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında Önemli bilgile]’
İBUACTİVE Şurup, her ölçekte 1.5 g sükroz ve 0.5 g sorbitol içermektedir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından çocuğunuzun bazı şekerlere karşı duyarlılığı olduğu söylenmişse, bu tıbbi ürünü kullanmadan önce doktorunuzla temasa geçiniz. Sorbİtol zaman zaman midede huzursuzluk ve ishale neden olabilir.
İBUACTİVE, her dozunda 1 mmol (23 mg)’den daha az sodyum ihtiva eder. Bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.
İçeriği
ide yer alan sodyum benzoat yeni doğanlarda sarılık riskini arttırabilir.
İBUACTİVE Şurup aynı zamanda gliserol içermektedir. Gliserol yüksek dozlarda bazen baş ağnsı, midede huzursuzluk ve ishale yol açar.
Diğer İlaçlar ile birlikte kullanımı
Bazı hastalarda etkileşimler bildirildiği için, İBUACTİVE tedavisinde iken, çocuğunuz için aşağıdaki ilaçlardan herhangi birini kullanıyorsanız dikkatli olmalısınız:
- Aminoglikozit sınıfı antibiyotikler (örn. gentamisin, kanamisin, streptomisin);
arın atılından azalabilir ve istenmeyen etkileri artabilir, sek tansiyon ilaçları; tansiyon düşürücü etki azalabilir.
bun
Yül
N S Ali'ler, ADE inhibitörleri,beta-blokerler ve diüretikler gibi yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan ilaçların etkisini azaltabilir. Diüretikler ayrıca, NSAİİ'lerin nef "otoksisite (böbrekler üzerine zararlı etki) riskini artırabilir.
Kobstiramin : ibuprofenin, kolestiramin ile birlikte uygulanması, ibuprofenin mide-bağ rsak kanalındaki emilimini azaltabilir. Fakat klinik önemi bilinmemektedir. Sülfonilüre : NSAIİ'ler sülfonilüre tedavilerini potansiyalize edebilirler. Sülfonilüre tedEvisi görmekte olan hastalarda ibuprofen kullanımı ile çok seyrek hipoglisemi rap< >r edilmiştir.
- Mibpriston : NSAİİ'lerin prostaglandin etkiyi ters yönde etkileme özellikleri sebebiyle, teorik olarak ilacın etkililiğinde azalma olabilir. Sınırlı kanıt, taglandin ile NSAİİ'lerin aynı gün birlikte uygulanmasının, mifepriston veya taglandinin servikal olgunlaşma veya uterus kontraktilitesİ (rahmin kasılması) üzerindeki etkilerini olumsuz etkilemediğini ve hamileliğin medikal terminasyonunun (tıbbi olarak sonlandırılması) klinik etkililiğini düşürmediğini gös|ermektedir.
pro
pros
YP2C9 İnhibitörleri (Karaciğerde ilaçların etkisiz hale getirilmesinde görev an proteinleri durduran ilaç grubu) : ibuprofenin, CYP2C9 inhibitörleri ile ikte uygulanması, ibuprofene (CYP2C9 enzimlerini etkileyen madde) maruziyeti ırabilir. Vorikonazol ve flukonazol (mantar tedavisinde kullanılan ilaçlar,
- C yap
bir
artt
CYP2C9 inhibitörleri) ile yapılan bir çalışmada, yaklaşık %80-100 oranında artmış bir S(+)-ibuprofen maruziyeti gösterilmiştir. Özellikle yüksek dozdaki ibuprofenin vorikonazol veya flukonazol gibi güçlü CYP2C9 inhibitörleri ile birlikte uygulanması durumunda, ibuprofen dozunun düşürülmesi düşünülmelidir.
- Kan pıhtılaşmasını engelleyen ilaçlar (örn. varfarin); pıhtılaşma engelleyici etki arta )ilir.
- Pıhtılaşmayı sağlayan kan pulcuklarının faaliyetini engelleyen ilaçlar (antitrombosit ajanlar, örn. aspirin dipiridamol, klopidogrel) ve depresyon için kullanılan selektif serotonin geri-alım inhibitörleri (örn., fluoksetin, fluvoksamin, paroksetin, sertralin); NSAli'ler ile birlikte kullanıldıklarında mide-bağırsak kanalında kanama riskini arttı rabi lirler.
- Aspirin; istenmeyen etki olasılığı artabilir.
- Gintgo biloba bitkisel özütü; mide-bağırsak kanalında kanama riski artabilir.
İdrf r söktürücüler (örn., furosemid); idrar söktürücü etki azalabilir ve böbrek bozukluğu riski artabilir.
Kalp yetmezliğinde kullanılan kalp glikozidleri (örn., digoksin, digitoksin); bu ilaçların kan düzeyleri artabilir.
Kaptopril ile birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır.
Kir olon sınıfı antibiyotikler (örn., siprofloksasin); nöbet (konvülsiyon) gelişme riski vardır.
Diğer ağrı kesiciler (COX-2 inhibitörleri dahil diğer NSAİİ'ler; örn., aspirin, nayroksen, selekoksib, nimesülid); iki veya daha fazla NSAİ ilacın birlikte kul anılmasından kaçınılmalıdır.
Kolizon grubu ilaçlar; mide-bağırsak kanalında ülser ve kanama riski artabilir. Litvum tuzları (ruhsal hastalıklarda kullanılır) ve metotreksat (romatizmal eklem hastalıklarında ve bazı kanser türlerinde kullanılan bir ilaç); vücuttan atılımları azalabilir. NSAİİ'ler, metotreksatın tubular sekresyonunu (idrara atılmasını) engelleyebilir ve metotreksatın klerensini (temizlenmesini) düşürebilir.
epriston (düşük ilacı); ilacın etkililiğinde azalmaya neden olabilir, osporin; böbrek bozukluğu riskinde artış olabilir.
Mi Sik Taİ etk
Tiklopidin ile birlikte kullanılmamalıdır. Zio ola (ka biri
rolimus; NSAİİ'ler ile beraber kullanıldığında böbrek üzerine olan zararlı lerinde artış olabilir.
ovudin; NSAİİ'ler ile beraber verildiğinde kandaki toksik etki riskinde artış )ilir. Aynı zamanda zidovudin ve ibuprofen tedavisi alan HIV (+) hemofili ıamanın durmaması sorunu) hastalarında kan oturması ve eklem boşluğunda kan kmesi riskinde artışa ilişkin kanıt bulunmaktadır.
Eğer çocuğunuzda reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınızsa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
İBUACTİVE’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
25°C 'İh altında oda sıcaklığında saklayınız. Işıktan koruyunuz.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra IBUACTIVE'i kullanmayınız.
Eğer üj'ünde/ambalajında bozukluklar fark ederseniz İBUACTİVE 'i kullanmayınız.
Ruhsc t Sahibi: Pharmactive İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Mahmutbey Mah. Dümenler Caddesi No: 19/3 Bağcılar-İstanbul Üretip Yeri : Toprak İlaç ve Kimyevi Mad. Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Tem Otoyolu Adapazarı çıkışı, Kandaki ar Mevkii,
Adapazarı/Sakarya
anma talimatı 21.11.2013 tarihinde onaylanmıştır.
Bu kul
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
İBUACTİVE 100 mg/5 mİ Pediatrik Şurup
KÂİLİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etlin madde:
HeJ 5 mflik ölçek, 100 mg ibuprofen içerir.
Yan
He:
Sülroz 1500 mg
Yaı dımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakınız.
İçeıikte bulunan maddeler hakkında uyarılar için, ayrıca bkz. bölüm 4.4.
FARMASOTIK FORM
Portakal kokulu, san renkli, kıvamlı şurup şeklinde bir süspansiyondur.
KLINIK ÖZELLİKLER
Ponoloji ve uygulama şekli Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Çoı '.uklar
İbuprofenin günlük dozu bölünmüş dozlar halinde vücut ağırlığı başına 20-30 mg|kg'dır. Bu, şurubun aşağıdaki gibi kullanılmasıyla sağlanabilir:
| aş | Doz | Sıklık |
6 a
| ay - 1 yaş (7 kg'dan ğır olmak koşulu ile)
| 2.5 mİ (50mg)
| Günde 3 defa
|
1
| -2 yaş | 2.5 mİ (50mg)
| Günde 3-4 defa
|
3
| -7 yaş
| 5 mL (100 mg)
| Günde 3-4 defa
|
8
| -12 yaş
| 10 mL (200 mg)
| Günde 3-4 defa
|
Dozlar, günde 4 defaya kadar 6 saatte bir verilmelidir.
Jüvenil romatoid artrit endıkasyonunda, bölünmüş dozlar halinde vücut ağırlığı başına 40 mg/kg/gün dozuna kadar kullanılabilir.
Yetişkinler
Önerilen doz, bölünmüş dozlar halinde günde 1200-1800 mg'dır. Bazı hastalarda 600-1200 mg/gün dozunda idame edilebilir. Şiddetli ve akut olgularda dozun akut faz geçene kadar artırılması avantajlı olabilir. Günlük doz, bölünmüş dozlar halindeveıilen 2400 mg'ı geçmemelidir. Ancak gerektiğinde, doz 3200 mg'a yükseltilebilir.Bu durumda hasta yakından izlenmelidir.
İstenmeyen etkiler, semptomlan kontrol altına almak için gereken, etkili en düşük doz, en kısa süreyle kullanılarak, en aza indirilebilir (bkz. Bölüm 4.4).
Uygulama şekli
Ağfz yoluyla alınır.
İBUACTİVE alımı ile ağızda veya boğazda geçici bir yanma hissi olabilir. Kul lanmadan önce şişenin iyice çalkaiandığından emin olunmalıdır.
Öz sİ popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Bö t)rek/Karaciğer/Kalp yetmezliği:
Re ıal, hepatik ya da kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü Non-ste: oid Antİinfiamatuvar (NSAİİ) ilaçların kullanımı renal fonksiyonlarda bozulmayla sor uçlanabilir. Bu hastalarda doz mümkün olan en düşük düzeyde tutulmalı ve böbrekfor|ksiyonlan izlenmelidir.
Peıliyatrik popülasyon:
7 kg'dan az olan çocuklarda önerilmemektedir.
Ge riyatrik popülasyon:
Dozajın bireysel olarak ayarlanmasını gerektiren böbrek veya karaciğer fonksiyon bozuklukları olmadıkça özel doz modifikasyonlarına gerek yoktur. Bu grupta dozlabirlikte dikkatli olunmalıdır. Doz bireysel olarak düzenlenmelidir. En düşük etkin dozolafcı en kısa süreyle kullanılmalıdır.
Yaslılar NSAli'lerin istenmeyen etkilerine en sık maruz kalan gruptur. Özellikle gastrointestinal kanama ve perforasyon ölümcül olabilir.
4.3. Ko ntrendikasyonlar
İbuprofene ya da ilacın içindeki yardımcı maddelerin herhangi birine karşı aşın duy arlılılık.
Dalıa önce aspirin veya diğer NSAİİ'ler ile astım, rinit, ürtiker gibi aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişmiş olması.
Hamileliğin son 3 ayı.
Ağ: r karaciğer yetmezliği.
Ağır böbrek yetmezliği (glomerüler filtrasyon < 30ml/dk.). Kanama eğiliminde artış.
Ör çeki bir NSAİİ tedavisine bağlı gastrointestinal kanama ya da perforasyon öyküsü
unmak.
rceden geçirilmiş veya halen aktif ülseratif kolit, Crohn hastalığı, rekürran peptik ülser veya gastrointestinal kanama (iki ya da daha fazla kanıtlanmış, belirginülserasyon ya da kanama episodu şeklinde tanımlanan).
Şiddetli kalp yetmezliği.
Kc roner arter bypass cerrahisi öncesi veya sonrası dönem.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İsü mmeyen etkiler, semptomları kontrol altına almak için gereken, etkili en düşük doz, en kısa süreyle kullanılarak, en aza indirilebilir (Kullanım şekli ve dozu bölümüne veaşağıdaki gastrointestinal ve kardiyovasküler risklere bakınız).
İBUACTİVE bronşiyal astımı olan- veya önceden geçirmiş olan hastalara uygulanırken dikkatli olunmalıdır, çünkü bu gibi hastalarda ibuprofenin bronkospazmaneden olduğu bildirilmiştir.
İBUACTİVE geçmişlerinde peptik ülserasyon ve başka gastrointestinal hastalık öyküsü bulunan hastalara dikkatli bir şekilde verilmelidir; çünkü bu tablolardaalevlenme olabilir.
nal, hepatik ya da kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü Ali'lerin kullanımı renal fonksiyonlarda bozulmayla sonuçlanabilir. Bu hastalardamümkün olan en düşük düzeyde tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
İBUACTİVE kalp yetmezliği veya hipertansiyon öyküsüne sahip hastalara dikkatle verilmelidir, çünkü ibuprofen uygulamasıyla ödem olguları bildirilmiştir.
Diler NSAİİ'lerde olduğu gibi İBUACTİVE infeksiyon belirtilerini maskeleyebilir.
Ka
fdiyovasküler ve serebrovasküler etkiler
Hi{ ertansiyon ve/veya hafif ile orta derecede konjestif kalp yetmezliği hikayesi olan hastaların uygun şekilde izlenmesi ve kendilerine durumlarına ilişkin önerilerdebulunulması gereklidir, çünkü NSAİİ tedavisiyle ilişkili olarak sıvı retansiyonu veödem bildirilmiştir.
Kliük çalışma verileri ibuprofen kullanımının, özellikle yüksek bir dozda (2400 mg'gün) ve uzun süreli tedavide, arteriyel trombotik olaylarda (örneğin miyokardenf ırktüsü ya da inme) küçük bir risk artışı ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.
ünüyle ele alındığında, epidemiyolojik çalışmalar, düşük doz ibuprofenin (örn. 00 mg/gün), miyokard enfarktüsü riskinde artış ile ilişkili olduğunuündürmemektedir.
Kontrol altında olmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, bilinen iskemik kalp hastalığı, periferik arter hastalığı ve/veya serebrovasküler hastalığı olan hastalarmutlaka dikkatli bir değerlendirmeden sonra ibuprofen ile tedavi edilmelidir. Benzeribir değerlendirme, kardiyovasküler olaylara yönelik risk faktörleri (Örn. hipertansiyon,hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara) olan hastalarda uzun süreli bir tedaviyibaşlatırken de yapılmalıdır.
rtrointestinal (Gİ) kanama ve perforasyon riski
NS|Aİ ilaçlarla tedavi edilen hastalarda herhangi bir zamanda, gastrointestinal kanama, rasyon ya da perforasyon gibi ciddi gastrointestinal toksisite oluşturabilir. Buers olaylar fatal olabilir ve önceden uyarıcı bir semptom vererek ya datjjmeksizin, veya önceden ciddi gastrointestinal olay öyküsü bulunarak ya daunmaksızın ortaya çıkabilir.
Arlan ülserasyon veya kanama riski sebebiyle, ibuprofenin siklooksijenaz-2 (COX-2) selektif inhibitörlerini de içeren diğer NSAli'ler ile birlikte uygulanmasındankaçınılmaldır.
Gastrointestinal hastalık öyküsü olan hastalar, özellikle de yaşlı hastalar, tedavinin başlangıç dönemlerinde, olağandışı herhangi bir abdominal semptomu (özelliklegastrointestinal kanama) bildirmelidir.
Ord kortikosteroidler, antikoagülanlar (warfarin, selektif serotonin geri-alım inhibitörleri veya aspirin gibi antitrombositer ilaçlar) gibi ülserasyon veya kanamarisl ini arttırabilecek ilaçlarla birlikte uygulanan tedavilerde dikkatli olunmalıdır.
Yaslı hastalarda NSAİ ilaçlara karşı artan sıklıkta advers reaksiyon (özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon) mevcuttur.
İbuprofen alan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyon gelişirse tedavi kes ilmelidir.
Böl ırekler üzerindeki etkiler
Önmli ölçüde dehidratasyonu olan hastalarda ibuprofen tedavisi başlatılırken dikkatli olu imalıdır.
Diğer NSAİİ'ler üe olduğu gibi, uzun dönemli ibuprofen uygulaması renal papiller nekroz ve başka patolojik renal değişiklikler ile sonuçlanmıştır.
Reıal toksisıte ayrıca renal prostaglandinlerin, renal perftizyonun sürdürülmesinde koı npensatuvar rol oynadığı hastalarda görülmüştür. Bu hastalarda NSAİİ uygulamasıprc staglandin sentezinde doza bağlı bir azalmaya, ve ikincil olarak böbrekyetmezliğini hızlandırabilen böbrek kan akımında azalmaya neden olabilir. Böyle birreaksiyon riski en yüksek olanlar, böbrek fonksiyonları bozuk olanlar, kalp yetmezliğive karaciğer bozukluğu olanlar, diüretik ilaç ve ADE (Anjiotensin DönüştürücüEnzim) inhibitörleri alanlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin kesilmesi genellikletedavi öncesi duruma geri dönülmesini sağlar.
He matoloiik etkiler
Re: ipiratuvar etkiler
İbuprofen, geçmişinde veya halen bronşiyal astım öyküsü bulunan hastalarda brc nkospazm gelişmesini tetikleyebilir.
Ası mtik menenjit
İbuprofen tedavisindeki hastalarda nadiren aseptik menenjit gözlenmiştir. Bu durum sisi emik lupus eritematosus ve ilişkin bağ dokusu hastalıkları bulunan hastalarda dahabüyük bir olasılıkla oluşmasına rağmen altta yatan kronik hastalığı olmayanlarda daaseptik menenjit bildirilmiştir.
De; i reaksiyonları
ender durumlarda NSAİİ'lerin kullanımıyla ilişkili olarak, eksfoliyatif dermatit, ens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil olmak üzere, bazılarıncül olan ağır deri reaksiyonları bildirilmiştir. Hastalarda bu tür reaksiyon riskinin,vinin erken dönemlerinde en yüksek olduğu görünmektedir. Olguların büyük bir^unluğunda reaksiyonun ortaya çıkışı, tedavinin ilk ayı içinde olmuştur. Deriüntüleri, mukozal lezyonlar ya da diğer aşırıduyarlılık bulguları belirir belirmezibubrofen kesilmelidir.
İBIİJACTİVE, her 5 mi Ölçekte 1.5 g sükroz ve 0.5 g sorbitol içermektedir. Bu nedenle nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glikoz galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izo naltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
İBIİJACTİVE, her dozunda 1 mmol (23 mg)'den daha az sodyum içerir, bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir etki beklenmemektedir.
İBl IACTİVE aynı zamanda gliserol içermektedir. Gliserol yüksek dozlarda bazen baş ağr sı, midede huzursuzluk ve diyareye yol açabilir.
Kü^ük bir grup insan bu üründe bulunan sodyum benzoata alerjik olabilir. Alerjik reaksiyonlar seyrektir. Sodyum benzoat, yeni doğan bebeklerde sardık riskiniarttırabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
İBUACTİVE ile aşağıdaki ajanların kombinasyonundan kaçındmalıdır:
Antikoagülanlar (dikumarol grup, warfarin); Deneysel çalışmalar, ibuprofenin, wafarinin kanama süresine olan etkilerini güçlendirdiğini göstermektedir. NSAİİ' 1erve dikumarol grubu aynı enzim yani CYP 2C9 ile metabolize olmaktadır. NSAİt' 1erwaı farin gibi antikoagülanların etkisini artırabilir.
Tiklopidin : NSAİİ'ler, trombosit fonksiyonunun inhibisyonundan dolayı tiklopidin ile koı ıbinasyon halinde kullanılmamalıdır.
Meltotreksat : NSAİİ'ler, metotreksatın tübüler sekresyonunu inhibe eder ve sonuç ak azalan metotreksat klerensi ile bazı metabolik etkileşimler meydana gelebilir,nedenle, metotreksat ile yapılan yüksek dozlu tedavide NSAİİ'Ierin reçetemeşinden kaçınılmalıdır.
Aspirin (Asetilsalisilik asit): NSAİİ içeren başka ürünlerde olduğu gibi, artan advers potansiyeli nedeniyle, birlikte verilmemesi gerekmektedir. Deneysel veriler eşdıanlı kullanıldıklarında ibuprofenin düşük doz aspirinin trombosit agregasyonuetindeki etkisini engelleyebildiğini göstermektedir. Ancak bu verilerdekilamalar ve
ex vivo
verilerin klinik durumları değerlendirmedeki belirsizlikleri,enli ibuprofen kullanımı konusunda kesin sonuçlara varılamayacağınıgermektedir ve arasıra kullanılan ibuprofen ile klinik olarak anlamlı bir etkielenmesi muhtemelen beklenmemektedir (bkz. Bölüm 5.1).
Kardiyak glikozidler (örn: digoksin): NSAİİ'ler kalp yetmezliğini alevlendirebilir, glo nemler fıltrasyon hızını azaltabilir ve plazmada kardiyak glikozid düzeyleriniarttırabilirler.
Mifepriston: Asetilsalisilik asit dahil NSAİİ'Ierin antiprostaglandin özelliklerinden dol iyi teorik olarak tıbbi ürünün etkililiğinde azalma meydana gelebilir. Sınırlımiktardaki kanıt, prostaglandin ile aynı gün uygulanan NSAİİ' lerin, mifepriston veyaprostaglandinin servikal olgunlaşmaya olan etkilerini olumsuz şekilde etkilemediğinive gebeliğin tıbben sonlandırıİmasının klinik etkililiğini azaltmadığını göstermektedir.
Sülfonilüre : NSAİI'ler sülfonilüre grubu ilaçların etkilerini potansiyalize edebilirler. Sülfonilüre tedavisi görmekte olan hastalarda ibuprofen kullanımı ile çok seyrekhip )glisemi rapor edilmiştir.
Zidovudin: NSAİİ'ler zidovudin ile beraber verildiğinde hematolojik toksisite riskinde artı ^ olabilir. Eş zamanlı zidovudin ve ibuprofen tedavisi alan HIV (+) hemofilihas alarmda hematoma ve hemartroz riskinde artış bildirilmiştir.
Alkol : Kanama gibi önemli gastrointestinal yan etki riskleri artabileceğinden dolayı ibuprofen ve alkolün birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.
Diâretikler (tiyazid, tiyazid benzeri diüretikler ve kıvrım diüretikleri) ayrıca, NSAİİ'lerin nefrotoksisite riskini arttırabilir. NSAİİ'ler, muhtemelen prostaglandinser tezinin inhibisyonundan dolayı furosemid ve bumetanidin diüretik etkisinigiderebilmektedir. Ayrıca tiyazidlerin antihipertansif etkisini de azaltabilmektedir.
Aminoglikozitler: NSAİİ'ler aminoglikozitlerin atılımını azaltabilir (özellikle preterm bebeklerde).
Lityum : İbuprofen, lityum serum seviyelerinin azalması sonucunda lityumun renal ensini düşürmektedir. Serum lityum seviyeleri sık şekilde kontrol edilmedikçe vem dozunda olası bir azaltma yapılmadıkça bu kombinasyonun uygulanmasındannılmalıdır. NSAİİ'ler, lityum eliminasyonunu azaltabilirler.
Selektif serotonin geri-alım inhibitörleri, SSRI (örn: paroksetin, fluoksetin, sertralin) : SS IT 1er ve NSAİİ' lerin her ikisi de, örneğin gastrointestinal kanaldan kaynaklanan,kar ama riskinde artışa neden olmaktadır. Bu risk kombinasyon tedavi durumundaartmaktadır. Söz konusu mekanizma muhtemelen, serotonin trombositlerdeki geriahi nının azalması ile ilişkilendirilebilir (bkz. bölüm 4.4).
Siklosporin: Prostasiklinin böbrekteki azalan sentezinden dolayı, NSAİİ' 1er ve sik osporinin eşzamanlı uygulamasının artan nefrotoksisite riskine neden olduğudüşünülmektedir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonu kombinasyon tedavisi durumundayakın şekilde izlenmelidir.
Kabtopril : Deneysel çalışmalar, ibuprofenin, kaptoprilin sodyum atılımma olan etkisine ters yönde etki ettiğini göstermektedir.
Ko estiramin : İbuprofen ile kolestiraminin eşzamanlı uygulaması, ibuprofen absorpsiyonunu geciktirmekte ve azaltmaktadır (%25 oranında). Bu ilaçlar en az 2 saatarayla alınmalıdır.
Tatrolimus: NSAİİ'ler takrolimus ile beraber verildiğinde nefrotoksisite riskinde olası biri artış beklenebilir. Prostasiklinin böbrekteki azalan senezinden dolayı, NSAİİ' 1er ve
takrolimusun eşzamanlı uygulamasının artan nefrotoksısite riskine neden olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonu kombinasyon tedavisi durumundayakın şekilde izlenmelidir.
ohrak, organogenetik dönemde prostaglandin sentezi inhıbitörü uygulanan hayvanlarda kardiyovasküler mal formasyonlar da dahil olmak üzere çeşitliim 1 formasyonların insidanslarında artış olduğu bildirilmiştir.
Gebeliğin birinci ve ikinci trimestrinde, çok gerekli olmadığı sürece ibuprofen veı ilmemelidir. Gebe kalmayı düşünen kadınlarda veya gebeliğinin birinci veya ikincitrimestrinde olan kadınlarda ibuprofen kullanılması durumunda, uygulanacak dozunmımkün olduğunca düşük ve tedavi süresinin mümkün olduğunca kısa tutulmasıge|ekmektedir.
Gebeliğin üçüncü trimestrinde, tüm prostaglandin sentezi inhibitörleri aşağıdaki koı nplikasyonlara neden olabilir:
Ka rdiyopulmoner toksisite (duktus arteriyozusun erken kapanması ve pulmoner hif ertansiyon ile birlikte)
Oligohidramniyoz eşlik ettiğinde böbrek yetmezliğine yol açabilecek renal di s fonksiyon
ebeliğin son evresinde, prostaglandin sentezi inhibitörleri annede ve yenidoğanda aşağıdaki komplikasyonlara neden olabilir:
Kanama süresinde uzama Doğumun gecikmesi veya uzaması ile sonuçlanabilecek uterus kontraksiyonlarınıninhibisyonu
Doğum ve doğum eyleminin başlaması gecikebilir. Anne ile çocuğun her ikisinde de dana fazla kanama eğilimi ile birlikte doğum süresi uzayabilir.
Sonuç olarak, ibuprofen gebeliğin üçüncü trimestri boyunca kontrendikedir.
Laktasyon dönemi
Me vcut kısıtlı çalışmalarda, ibuprofen süte çok düşük konsantrasyonlarda geçmiştir ve süt emen bebeği olumsuz etkilemesi olasılığı uzaktır. Yine de, ibuprofenin emzirenanı elerde kullanılması önerilmemektedir.
Kadın Ferli [itesi
İbuprofen kullanımı fertiliteyi olumsuz yönde etkileyebilir, bu nedenle gebe kalmayı düşünen kadınların kullanması önerilmez. Gebe kalma zorluğu yaşayan veya kısırlıkine demesinden geçen kadınlarda ibuprofen aliminin durdurulması düşünülmelidir.
Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
İBIIACTİVE, sersemlik, rehavet, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi istenmeyen etk tere neden olabilir. Eğer bu istenmeyen etkiler görülürse, hastalar araç ve makinekullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.
İstenmeyen etkiler
Or£İ ibuprofen için bildirilen advers olayların patemi, diğer NSAİİ'ler ile bildirilenlere ben zer niteliktedir.
ibuarofen ile en azından ilişkisi olası bulunan yan etkiler, MedDRA sıklık kon vensiyonu ve sistem organ sınıfı ile aşağıdaki sıklığa göre gösterilmiştir:
Çok yaygın (>1/10), Yaygın (>1/100 ile < 1/10), Yaygın olmayan (>1/1,000 ile < 1/100), Seyrek (>1/10,000 ile < 1/1000), Çok Seyrek (<1/10,000) ve bilinmeyen(m ;vcut veri ile sıklığı hesaplanamayan).
Sisteı | ı Organ Sınıfı | Sıklık | İstenmeyen Etki |
Enfeksiyon]enfestasyon | ar ve ar | Yaygın Olmayan | Rinit |
Seyrek | Aseptik menenjit (özellikle sistemik lupus eritematozus ve karma bağ dokusu hastalığı gibiotoimmün hastalığı olan hastalarda) boyun sertliği,baş ağrısı, bulantı, kusma, ateş, yön duygusunuyitirme gibi semptomlarla birlikte |
Kan ve lenf | sistemi hastalıkları | Seyrek | Lökopeni, trombositopeni, nötropeni, agranülositoz, aplastik anemi ve hemolitik anemi |
Bağışıklık s | stemi hastalıkları | Seyrek | Anaflaktik reaksiyon |
Psikiyatrik 1 | astai ıklar | Yaygm Olmayan | İnsomnia, anksiyete |
Seyrek | Depresyon, konfüzyonal durum halüsinasyon |
Sinir sistem | hastalıkları | Yaygm | Baş ağrısı, baş dönmesi |
Yaygın Olmayan | Parestezi |
Seyrek | Optik nevrit, somnolans |
Göz hastalı! | ları | Yaygm Olmayan | Görme bozukluğu |
Seyrek | Toksık optik nöropati |
Kulak ve iç | ioılak hastalıkları | Yaygın Olmayan | Duyma bozukluğu |
Seyrek | Tiıınitus, vertigo |
Solunum, g< mediastinal | iğüs bozuklukları ve hastal ıklar | Yaygm Olmayan | Astım, bronkospazm, dispne |
Gastrointest | nal hastalıklar | Yaygın | Dispepsi, diyare, bulantı, kusma, abdominal ağrı, flatulans, konstİpasyon, melana, hematemez,gastrointestinal hemoraji |
Yaygın Olmayan | Gastrit, duodenal ülser, gastrik ülser, oral ülserasyon |
Seyrek | Gastrointestinal perforasyon |
Çok Seyrek | Pankreatit |
Bilinmeyen | Kolit ve Crohn hastalığı |
Hepato-bilij | er hastalıklar | Yaygm Olmayan | Hepatit, sarılık, hepatik fonksiyon bozukluğu |
Seyrek | Hepatik hasar |
Çok Seyrek | Hepatik yetmezlik |
Deri ve deri hastalıkları | altı doku | Yaygın | Döküntü |
Yaygm Olmayan | Ürtiker, kaşıntı, purpura, anjiyoödem, ışığa duyarlı reaksiyon |
Seyrek | Stevens-Johnson sendromu dahil büllöz deri iltihabı, toksik epidermal nekroliz ve eritemamultiforme |
Böbrek ve i( | rar hastalıkları | Yaygın Olmayan | Tubulo interstisyel nefrit, nefrotik sendrom ve renal yetmezlik |
Genel bozul bölgesine ili | luklar ve uygulama jkin hastalıklar | Yaygm | Yorgunluk |
Seyrek | Ödem |
Kliıik çalışmalar ve epidemiyolojik veriler, özellikle yüksek dozlarda (2400 mg/gün) ve uzun süreli tedavide ibuprofen kullanımının, arteryel trombotik olayların (öm.miyokard enfarktüsü veya inme, bkz. bölüm 4.4) riskinde küçük bir artışa nedenolabileceğini göstermektedir.
Özellikle yaşlı hastalarda gastrointestinal ülserler, perforasyon veya kanama zaman zaman ölümcül olabilmektedir (bkz. bölüm 4.4).
İbıprofen, trombosit agregasyonunun reversibl inhibisyonu nedeniyle kanama süı esinin uzamasına neden olabilir.
Asaptık menenjitin bildirildiği vakaların çoğunda, altta yatan bazı otoimmün hastalık formları (özellikle sistemik lupus eritematoz ve benzer bağ doku hastalıkları)gö|ülmektedir.
NSAİİ tedavisi ile ilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezliğinin yanı sıra ülssratİf kolitin kötüleşmesi ve Crohn hastalığı bildirilmiştir.
İstisna olarak, varisella ile ilişkili olarak deri ve bağ dokunun ciddi enfeksiyöz komplikasyonlarının meydana geldiği bildirilmiştir.
IBİJACTİVE alımı ile ağızda veya boğazda geçici bir yanma hissi olabilir.
4.9. DOJ : AŞıMı VE TEDAVISI
To ksisite
Ço;uklarda veya yetişkinlerde 100 mg/kg' m altındaki dozlarda genellikle toksisite belirtileri ve semptomları gözlenmemiştir. Ancak, bazı durumlarda destekleyici tedavigerekli olabilir. Çocuklarda, 400 mg/kg veya daha yüksek dozların oral uygulanmasınıtakiben toksisite belirtilerinin ve semptomlarının ortaya çıktığı görülmüştür.
irtiler
imli miktarlarda ibuprofen yutan çoğu hasta, 4-6 saat içinde belirtiler gösterecektir, sık bildirilen belirtiler, bulantı, kusma, abdominal ağrı, letarji ve baş dönmesidir,efirkezi sinir sistemindeki (MSS) etkileri arasında, baş ağrısı, kulak çınlaması,rsemlik hali, konvülsiyon ve bilinç kaybı yer almaktadır. Nadiren, nistagmus;abolik asidoz, hipotermi, renal etkiler, gastrointestinal kanama, koma, apne veve solunum sistemi depresyonu olguları gözlenmiştir. Hipotansiyon, bradikarditaşikardi gibi kardiyovasküler toksisite olguları da bildirilmiştir. Anlamlı ölçüdeaşımı olması durumunda, böbrek yetmezliği ve karaciğer hasarı görülebilir.
Eğer başka ilaçlarla birlikte alınmamışsa, doz aşımı genellikle iyi tolere edilmektedir.
Teri
Hastalar semptomatik olarak gerektiği şekilde tedavi edilmelidir. Potansiyel toksik miktarların alımından sonraki 1 saat içerisinde aktif karbon kullanımı düşünülmelidir.Yelişkinlerde alternatif olarak, potansiyel yaşamı tehdit edici doz aşımının alımındansonraki 1 saat içerisinde gastrik lavaj düşünülmelidir.
İdr; ır çıkışının iyi olduğundan emin olunmalıdır.
Böbrek ve karaciğer fonksiyonları yakından izlenmelidir.
Has talar, potansiyel toksik miktarların alımından sonra en az 4 saat gözlemlenmelidir.
Sili: veya uzayan konvülsiyonlar intravenöz diyazepam ile tedavi edilmelidir. Diğer emler hastanın klinik durumu doğrultusunda belirlenebilir.
güncel bilgilere ulaşmak için, size en yakın yerel zehir danışma merkezini arayınız.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
İBUACTİVE 100 mg/5 mİ Pediatrik Şurup
KÂİLİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etlin madde:
HeJ 5 mflik ölçek, 100 mg ibuprofen içerir.
Yan
He:
Sülroz 1500 mg
Yaı dımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakınız.
İçeıikte bulunan maddeler hakkında uyarılar için, ayrıca bkz. bölüm 4.4.
FARMASOTIK FORM
Portakal kokulu, san renkli, kıvamlı şurup şeklinde bir süspansiyondur.
KLINIK ÖZELLİKLER
Ponoloji ve uygulama şekli Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Çoı '.uklar
İbuprofenin günlük dozu bölünmüş dozlar halinde vücut ağırlığı başına 20-30 mg|kg'dır. Bu, şurubun aşağıdaki gibi kullanılmasıyla sağlanabilir:
| aş | Doz | Sıklık |
6 a
| ay - 1 yaş (7 kg'dan ğır olmak koşulu ile)
| 2.5 mİ (50mg)
| Günde 3 defa
|
1
| -2 yaş | 2.5 mİ (50mg)
| Günde 3-4 defa
|
3
| -7 yaş
| 5 mL (100 mg)
| Günde 3-4 defa
|
8
| -12 yaş
| 10 mL (200 mg)
| Günde 3-4 defa
|
Dozlar, günde 4 defaya kadar 6 saatte bir verilmelidir.
Jüvenil romatoid artrit endıkasyonunda, bölünmüş dozlar halinde vücut ağırlığı başına 40 mg/kg/gün dozuna kadar kullanılabilir.
Yetişkinler
Önerilen doz, bölünmüş dozlar halinde günde 1200-1800 mg'dır. Bazı hastalarda 600-1200 mg/gün dozunda idame edilebilir. Şiddetli ve akut olgularda dozun akut faz geçene kadar artırılması avantajlı olabilir. Günlük doz, bölünmüş dozlar halindeveıilen 2400 mg'ı geçmemelidir. Ancak gerektiğinde, doz 3200 mg'a yükseltilebilir.Bu durumda hasta yakından izlenmelidir.
İstenmeyen etkiler, semptomlan kontrol altına almak için gereken, etkili en düşük doz, en kısa süreyle kullanılarak, en aza indirilebilir (bkz. Bölüm 4.4).
Uygulama şekli
Ağfz yoluyla alınır.
İBUACTİVE alımı ile ağızda veya boğazda geçici bir yanma hissi olabilir. Kul lanmadan önce şişenin iyice çalkaiandığından emin olunmalıdır.
Öz sİ popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Bö t)rek/Karaciğer/Kalp yetmezliği:
Re ıal, hepatik ya da kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü Non-ste: oid Antİinfiamatuvar (NSAİİ) ilaçların kullanımı renal fonksiyonlarda bozulmayla sor uçlanabilir. Bu hastalarda doz mümkün olan en düşük düzeyde tutulmalı ve böbrekfor|ksiyonlan izlenmelidir.
Peıliyatrik popülasyon:
7 kg'dan az olan çocuklarda önerilmemektedir.
Ge riyatrik popülasyon:
Dozajın bireysel olarak ayarlanmasını gerektiren böbrek veya karaciğer fonksiyon bozuklukları olmadıkça özel doz modifikasyonlarına gerek yoktur. Bu grupta dozlabirlikte dikkatli olunmalıdır. Doz bireysel olarak düzenlenmelidir. En düşük etkin dozolafcı en kısa süreyle kullanılmalıdır.
Yaslılar NSAli'lerin istenmeyen etkilerine en sık maruz kalan gruptur. Özellikle gastrointestinal kanama ve perforasyon ölümcül olabilir.
4.3. Ko ntrendikasyonlar
İbuprofene ya da ilacın içindeki yardımcı maddelerin herhangi birine karşı aşın duy arlılılık.
Dalıa önce aspirin veya diğer NSAİİ'ler ile astım, rinit, ürtiker gibi aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişmiş olması.
Hamileliğin son 3 ayı.
Ağ: r karaciğer yetmezliği.
Ağır böbrek yetmezliği (glomerüler filtrasyon < 30ml/dk.). Kanama eğiliminde artış.
Ör çeki bir NSAİİ tedavisine bağlı gastrointestinal kanama ya da perforasyon öyküsü
unmak.
rceden geçirilmiş veya halen aktif ülseratif kolit, Crohn hastalığı, rekürran peptik ülser veya gastrointestinal kanama (iki ya da daha fazla kanıtlanmış, belirginülserasyon ya da kanama episodu şeklinde tanımlanan).
Şiddetli kalp yetmezliği.
Kc roner arter bypass cerrahisi öncesi veya sonrası dönem.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İsü mmeyen etkiler, semptomları kontrol altına almak için gereken, etkili en düşük doz, en kısa süreyle kullanılarak, en aza indirilebilir (Kullanım şekli ve dozu bölümüne veaşağıdaki gastrointestinal ve kardiyovasküler risklere bakınız).
İBUACTİVE bronşiyal astımı olan- veya önceden geçirmiş olan hastalara uygulanırken dikkatli olunmalıdır, çünkü bu gibi hastalarda ibuprofenin bronkospazmaneden olduğu bildirilmiştir.
İBUACTİVE geçmişlerinde peptik ülserasyon ve başka gastrointestinal hastalık öyküsü bulunan hastalara dikkatli bir şekilde verilmelidir; çünkü bu tablolardaalevlenme olabilir.
nal, hepatik ya da kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü Ali'lerin kullanımı renal fonksiyonlarda bozulmayla sonuçlanabilir. Bu hastalardamümkün olan en düşük düzeyde tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
İBUACTİVE kalp yetmezliği veya hipertansiyon öyküsüne sahip hastalara dikkatle verilmelidir, çünkü ibuprofen uygulamasıyla ödem olguları bildirilmiştir.
Diler NSAİİ'lerde olduğu gibi İBUACTİVE infeksiyon belirtilerini maskeleyebilir.
Ka
fdiyovasküler ve serebrovasküler etkiler
Hi{ ertansiyon ve/veya hafif ile orta derecede konjestif kalp yetmezliği hikayesi olan hastaların uygun şekilde izlenmesi ve kendilerine durumlarına ilişkin önerilerdebulunulması gereklidir, çünkü NSAİİ tedavisiyle ilişkili olarak sıvı retansiyonu veödem bildirilmiştir.
Kliük çalışma verileri ibuprofen kullanımının, özellikle yüksek bir dozda (2400 mg'gün) ve uzun süreli tedavide, arteriyel trombotik olaylarda (örneğin miyokardenf ırktüsü ya da inme) küçük bir risk artışı ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.
ünüyle ele alındığında, epidemiyolojik çalışmalar, düşük doz ibuprofenin (örn. 00 mg/gün), miyokard enfarktüsü riskinde artış ile ilişkili olduğunuündürmemektedir.
Kontrol altında olmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, bilinen iskemik kalp hastalığı, periferik arter hastalığı ve/veya serebrovasküler hastalığı olan hastalarmutlaka dikkatli bir değerlendirmeden sonra ibuprofen ile tedavi edilmelidir. Benzeribir değerlendirme, kardiyovasküler olaylara yönelik risk faktörleri (Örn. hipertansiyon,hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara) olan hastalarda uzun süreli bir tedaviyibaşlatırken de yapılmalıdır.
rtrointestinal (Gİ) kanama ve perforasyon riski
NS|Aİ ilaçlarla tedavi edilen hastalarda herhangi bir zamanda, gastrointestinal kanama, rasyon ya da perforasyon gibi ciddi gastrointestinal toksisite oluşturabilir. Buers olaylar fatal olabilir ve önceden uyarıcı bir semptom vererek ya datjjmeksizin, veya önceden ciddi gastrointestinal olay öyküsü bulunarak ya daunmaksızın ortaya çıkabilir.
Arlan ülserasyon veya kanama riski sebebiyle, ibuprofenin siklooksijenaz-2 (COX-2) selektif inhibitörlerini de içeren diğer NSAli'ler ile birlikte uygulanmasındankaçınılmaldır.
Gastrointestinal hastalık öyküsü olan hastalar, özellikle de yaşlı hastalar, tedavinin başlangıç dönemlerinde, olağandışı herhangi bir abdominal semptomu (özelliklegastrointestinal kanama) bildirmelidir.
Ord kortikosteroidler, antikoagülanlar (warfarin, selektif serotonin geri-alım inhibitörleri veya aspirin gibi antitrombositer ilaçlar) gibi ülserasyon veya kanamarisl ini arttırabilecek ilaçlarla birlikte uygulanan tedavilerde dikkatli olunmalıdır.
Yaslı hastalarda NSAİ ilaçlara karşı artan sıklıkta advers reaksiyon (özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon) mevcuttur.
İbuprofen alan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyon gelişirse tedavi kes ilmelidir.
Böl ırekler üzerindeki etkiler
Önmli ölçüde dehidratasyonu olan hastalarda ibuprofen tedavisi başlatılırken dikkatli olu imalıdır.
Diğer NSAİİ'ler üe olduğu gibi, uzun dönemli ibuprofen uygulaması renal papiller nekroz ve başka patolojik renal değişiklikler ile sonuçlanmıştır.
Reıal toksisıte ayrıca renal prostaglandinlerin, renal perftizyonun sürdürülmesinde koı npensatuvar rol oynadığı hastalarda görülmüştür. Bu hastalarda NSAİİ uygulamasıprc staglandin sentezinde doza bağlı bir azalmaya, ve ikincil olarak böbrekyetmezliğini hızlandırabilen böbrek kan akımında azalmaya neden olabilir. Böyle birreaksiyon riski en yüksek olanlar, böbrek fonksiyonları bozuk olanlar, kalp yetmezliğive karaciğer bozukluğu olanlar, diüretik ilaç ve ADE (Anjiotensin DönüştürücüEnzim) inhibitörleri alanlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin kesilmesi genellikletedavi öncesi duruma geri dönülmesini sağlar.
He matoloiik etkiler
Re: ipiratuvar etkiler
İbuprofen, geçmişinde veya halen bronşiyal astım öyküsü bulunan hastalarda brc nkospazm gelişmesini tetikleyebilir.
Ası mtik menenjit
İbuprofen tedavisindeki hastalarda nadiren aseptik menenjit gözlenmiştir. Bu durum sisi emik lupus eritematosus ve ilişkin bağ dokusu hastalıkları bulunan hastalarda dahabüyük bir olasılıkla oluşmasına rağmen altta yatan kronik hastalığı olmayanlarda daaseptik menenjit bildirilmiştir.
De; i reaksiyonları
ender durumlarda NSAİİ'lerin kullanımıyla ilişkili olarak, eksfoliyatif dermatit, ens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil olmak üzere, bazılarıncül olan ağır deri reaksiyonları bildirilmiştir. Hastalarda bu tür reaksiyon riskinin,vinin erken dönemlerinde en yüksek olduğu görünmektedir. Olguların büyük bir^unluğunda reaksiyonun ortaya çıkışı, tedavinin ilk ayı içinde olmuştur. Deriüntüleri, mukozal lezyonlar ya da diğer aşırıduyarlılık bulguları belirir belirmezibubrofen kesilmelidir.
İBIİJACTİVE, her 5 mi Ölçekte 1.5 g sükroz ve 0.5 g sorbitol içermektedir. Bu nedenle nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glikoz galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izo naltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
İBIİJACTİVE, her dozunda 1 mmol (23 mg)'den daha az sodyum içerir, bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir etki beklenmemektedir.
İBl IACTİVE aynı zamanda gliserol içermektedir. Gliserol yüksek dozlarda bazen baş ağr sı, midede huzursuzluk ve diyareye yol açabilir.
Kü^ük bir grup insan bu üründe bulunan sodyum benzoata alerjik olabilir. Alerjik reaksiyonlar seyrektir. Sodyum benzoat, yeni doğan bebeklerde sardık riskiniarttırabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
İBUACTİVE ile aşağıdaki ajanların kombinasyonundan kaçındmalıdır:
Antikoagülanlar (dikumarol grup, warfarin); Deneysel çalışmalar, ibuprofenin, wafarinin kanama süresine olan etkilerini güçlendirdiğini göstermektedir. NSAİİ' 1erve dikumarol grubu aynı enzim yani CYP 2C9 ile metabolize olmaktadır. NSAİt' 1erwaı farin gibi antikoagülanların etkisini artırabilir.
Tiklopidin : NSAİİ'ler, trombosit fonksiyonunun inhibisyonundan dolayı tiklopidin ile koı ıbinasyon halinde kullanılmamalıdır.
Meltotreksat : NSAİİ'ler, metotreksatın tübüler sekresyonunu inhibe eder ve sonuç ak azalan metotreksat klerensi ile bazı metabolik etkileşimler meydana gelebilir,nedenle, metotreksat ile yapılan yüksek dozlu tedavide NSAİİ'Ierin reçetemeşinden kaçınılmalıdır.
Aspirin (Asetilsalisilik asit): NSAİİ içeren başka ürünlerde olduğu gibi, artan advers potansiyeli nedeniyle, birlikte verilmemesi gerekmektedir. Deneysel veriler eşdıanlı kullanıldıklarında ibuprofenin düşük doz aspirinin trombosit agregasyonuetindeki etkisini engelleyebildiğini göstermektedir. Ancak bu verilerdekilamalar ve
ex vivo
verilerin klinik durumları değerlendirmedeki belirsizlikleri,enli ibuprofen kullanımı konusunda kesin sonuçlara varılamayacağınıgermektedir ve arasıra kullanılan ibuprofen ile klinik olarak anlamlı bir etkielenmesi muhtemelen beklenmemektedir (bkz. Bölüm 5.1).
Kardiyak glikozidler (örn: digoksin): NSAİİ'ler kalp yetmezliğini alevlendirebilir, glo nemler fıltrasyon hızını azaltabilir ve plazmada kardiyak glikozid düzeyleriniarttırabilirler.
Mifepriston: Asetilsalisilik asit dahil NSAİİ'Ierin antiprostaglandin özelliklerinden dol iyi teorik olarak tıbbi ürünün etkililiğinde azalma meydana gelebilir. Sınırlımiktardaki kanıt, prostaglandin ile aynı gün uygulanan NSAİİ' lerin, mifepriston veyaprostaglandinin servikal olgunlaşmaya olan etkilerini olumsuz şekilde etkilemediğinive gebeliğin tıbben sonlandırıİmasının klinik etkililiğini azaltmadığını göstermektedir.
Sülfonilüre : NSAİI'ler sülfonilüre grubu ilaçların etkilerini potansiyalize edebilirler. Sülfonilüre tedavisi görmekte olan hastalarda ibuprofen kullanımı ile çok seyrekhip )glisemi rapor edilmiştir.
Zidovudin: NSAİİ'ler zidovudin ile beraber verildiğinde hematolojik toksisite riskinde artı ^ olabilir. Eş zamanlı zidovudin ve ibuprofen tedavisi alan HIV (+) hemofilihas alarmda hematoma ve hemartroz riskinde artış bildirilmiştir.
Alkol : Kanama gibi önemli gastrointestinal yan etki riskleri artabileceğinden dolayı ibuprofen ve alkolün birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.
Diâretikler (tiyazid, tiyazid benzeri diüretikler ve kıvrım diüretikleri) ayrıca, NSAİİ'lerin nefrotoksisite riskini arttırabilir. NSAİİ'ler, muhtemelen prostaglandinser tezinin inhibisyonundan dolayı furosemid ve bumetanidin diüretik etkisinigiderebilmektedir. Ayrıca tiyazidlerin antihipertansif etkisini de azaltabilmektedir.
Aminoglikozitler: NSAİİ'ler aminoglikozitlerin atılımını azaltabilir (özellikle preterm bebeklerde).
Lityum : İbuprofen, lityum serum seviyelerinin azalması sonucunda lityumun renal ensini düşürmektedir. Serum lityum seviyeleri sık şekilde kontrol edilmedikçe vem dozunda olası bir azaltma yapılmadıkça bu kombinasyonun uygulanmasındannılmalıdır. NSAİİ'ler, lityum eliminasyonunu azaltabilirler.
Selektif serotonin geri-alım inhibitörleri, SSRI (örn: paroksetin, fluoksetin, sertralin) : SS IT 1er ve NSAİİ' lerin her ikisi de, örneğin gastrointestinal kanaldan kaynaklanan,kar ama riskinde artışa neden olmaktadır. Bu risk kombinasyon tedavi durumundaartmaktadır. Söz konusu mekanizma muhtemelen, serotonin trombositlerdeki geriahi nının azalması ile ilişkilendirilebilir (bkz. bölüm 4.4).
Siklosporin: Prostasiklinin böbrekteki azalan sentezinden dolayı, NSAİİ' 1er ve sik osporinin eşzamanlı uygulamasının artan nefrotoksisite riskine neden olduğudüşünülmektedir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonu kombinasyon tedavisi durumundayakın şekilde izlenmelidir.
Kabtopril : Deneysel çalışmalar, ibuprofenin, kaptoprilin sodyum atılımma olan etkisine ters yönde etki ettiğini göstermektedir.
Ko estiramin : İbuprofen ile kolestiraminin eşzamanlı uygulaması, ibuprofen absorpsiyonunu geciktirmekte ve azaltmaktadır (%25 oranında). Bu ilaçlar en az 2 saatarayla alınmalıdır.
Tatrolimus: NSAİİ'ler takrolimus ile beraber verildiğinde nefrotoksisite riskinde olası biri artış beklenebilir. Prostasiklinin böbrekteki azalan senezinden dolayı, NSAİİ' 1er ve
takrolimusun eşzamanlı uygulamasının artan nefrotoksısite riskine neden olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonu kombinasyon tedavisi durumundayakın şekilde izlenmelidir.
ohrak, organogenetik dönemde prostaglandin sentezi inhıbitörü uygulanan hayvanlarda kardiyovasküler mal formasyonlar da dahil olmak üzere çeşitliim 1 formasyonların insidanslarında artış olduğu bildirilmiştir.
Gebeliğin birinci ve ikinci trimestrinde, çok gerekli olmadığı sürece ibuprofen veı ilmemelidir. Gebe kalmayı düşünen kadınlarda veya gebeliğinin birinci veya ikincitrimestrinde olan kadınlarda ibuprofen kullanılması durumunda, uygulanacak dozunmımkün olduğunca düşük ve tedavi süresinin mümkün olduğunca kısa tutulmasıge|ekmektedir.
Gebeliğin üçüncü trimestrinde, tüm prostaglandin sentezi inhibitörleri aşağıdaki koı nplikasyonlara neden olabilir:
Ka rdiyopulmoner toksisite (duktus arteriyozusun erken kapanması ve pulmoner hif ertansiyon ile birlikte)
Oligohidramniyoz eşlik ettiğinde böbrek yetmezliğine yol açabilecek renal di s fonksiyon
ebeliğin son evresinde, prostaglandin sentezi inhibitörleri annede ve yenidoğanda aşağıdaki komplikasyonlara neden olabilir:
Kanama süresinde uzama Doğumun gecikmesi veya uzaması ile sonuçlanabilecek uterus kontraksiyonlarınıninhibisyonu
Doğum ve doğum eyleminin başlaması gecikebilir. Anne ile çocuğun her ikisinde de dana fazla kanama eğilimi ile birlikte doğum süresi uzayabilir.
Sonuç olarak, ibuprofen gebeliğin üçüncü trimestri boyunca kontrendikedir.
Laktasyon dönemi
Me vcut kısıtlı çalışmalarda, ibuprofen süte çok düşük konsantrasyonlarda geçmiştir ve süt emen bebeği olumsuz etkilemesi olasılığı uzaktır. Yine de, ibuprofenin emzirenanı elerde kullanılması önerilmemektedir.
Kadın Ferli [itesi
İbuprofen kullanımı fertiliteyi olumsuz yönde etkileyebilir, bu nedenle gebe kalmayı düşünen kadınların kullanması önerilmez. Gebe kalma zorluğu yaşayan veya kısırlıkine demesinden geçen kadınlarda ibuprofen aliminin durdurulması düşünülmelidir.
Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
İBIIACTİVE, sersemlik, rehavet, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi istenmeyen etk tere neden olabilir. Eğer bu istenmeyen etkiler görülürse, hastalar araç ve makinekullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.
İstenmeyen etkiler
Or£İ ibuprofen için bildirilen advers olayların patemi, diğer NSAİİ'ler ile bildirilenlere ben zer niteliktedir.
ibuarofen ile en azından ilişkisi olası bulunan yan etkiler, MedDRA sıklık kon vensiyonu ve sistem organ sınıfı ile aşağıdaki sıklığa göre gösterilmiştir:
Çok yaygın (>1/10), Yaygın (>1/100 ile < 1/10), Yaygın olmayan (>1/1,000 ile < 1/100), Seyrek (>1/10,000 ile < 1/1000), Çok Seyrek (<1/10,000) ve bilinmeyen(m ;vcut veri ile sıklığı hesaplanamayan).
Sisteı | ı Organ Sınıfı | Sıklık | İstenmeyen Etki |
Enfeksiyon]enfestasyon | ar ve ar | Yaygın Olmayan | Rinit |
Seyrek | Aseptik menenjit (özellikle sistemik lupus eritematozus ve karma bağ dokusu hastalığı gibiotoimmün hastalığı olan hastalarda) boyun sertliği,baş ağrısı, bulantı, kusma, ateş, yön duygusunuyitirme gibi semptomlarla birlikte |
Kan ve lenf | sistemi hastalıkları | Seyrek | Lökopeni, trombositopeni, nötropeni, agranülositoz, aplastik anemi ve hemolitik anemi |
Bağışıklık s | stemi hastalıkları | Seyrek | Anaflaktik reaksiyon |
Psikiyatrik 1 | astai ıklar | Yaygm Olmayan | İnsomnia, anksiyete |
Seyrek | Depresyon, konfüzyonal durum halüsinasyon |
Sinir sistem | hastalıkları | Yaygm | Baş ağrısı, baş dönmesi |
Yaygın Olmayan | Parestezi |
Seyrek | Optik nevrit, somnolans |
Göz hastalı! | ları | Yaygm Olmayan | Görme bozukluğu |
Seyrek | Toksık optik nöropati |
Kulak ve iç | ioılak hastalıkları | Yaygın Olmayan | Duyma bozukluğu |
Seyrek | Tiıınitus, vertigo |
Solunum, g< mediastinal | iğüs bozuklukları ve hastal ıklar | Yaygm Olmayan | Astım, bronkospazm, dispne |
Gastrointest | nal hastalıklar | Yaygın | Dispepsi, diyare, bulantı, kusma, abdominal ağrı, flatulans, konstİpasyon, melana, hematemez,gastrointestinal hemoraji |
Yaygın Olmayan | Gastrit, duodenal ülser, gastrik ülser, oral ülserasyon |
Seyrek | Gastrointestinal perforasyon |
Çok Seyrek | Pankreatit |
Bilinmeyen | Kolit ve Crohn hastalığı |
Hepato-bilij | er hastalıklar | Yaygm Olmayan | Hepatit, sarılık, hepatik fonksiyon bozukluğu |
Seyrek | Hepatik hasar |
Çok Seyrek | Hepatik yetmezlik |
Deri ve deri hastalıkları | altı doku | Yaygın | Döküntü |
Yaygm Olmayan | Ürtiker, kaşıntı, purpura, anjiyoödem, ışığa duyarlı reaksiyon |
Seyrek | Stevens-Johnson sendromu dahil büllöz deri iltihabı, toksik epidermal nekroliz ve eritemamultiforme |
Böbrek ve i( | rar hastalıkları | Yaygın Olmayan | Tubulo interstisyel nefrit, nefrotik sendrom ve renal yetmezlik |
Genel bozul bölgesine ili | luklar ve uygulama jkin hastalıklar | Yaygm | Yorgunluk |
Seyrek | Ödem |
Kliıik çalışmalar ve epidemiyolojik veriler, özellikle yüksek dozlarda (2400 mg/gün) ve uzun süreli tedavide ibuprofen kullanımının, arteryel trombotik olayların (öm.miyokard enfarktüsü veya inme, bkz. bölüm 4.4) riskinde küçük bir artışa nedenolabileceğini göstermektedir.
Özellikle yaşlı hastalarda gastrointestinal ülserler, perforasyon veya kanama zaman zaman ölümcül olabilmektedir (bkz. bölüm 4.4).
İbıprofen, trombosit agregasyonunun reversibl inhibisyonu nedeniyle kanama süı esinin uzamasına neden olabilir.
Asaptık menenjitin bildirildiği vakaların çoğunda, altta yatan bazı otoimmün hastalık formları (özellikle sistemik lupus eritematoz ve benzer bağ doku hastalıkları)gö|ülmektedir.
NSAİİ tedavisi ile ilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezliğinin yanı sıra ülssratİf kolitin kötüleşmesi ve Crohn hastalığı bildirilmiştir.
İstisna olarak, varisella ile ilişkili olarak deri ve bağ dokunun ciddi enfeksiyöz komplikasyonlarının meydana geldiği bildirilmiştir.
IBİJACTİVE alımı ile ağızda veya boğazda geçici bir yanma hissi olabilir.
4.9. DOJ : AŞıMı VE TEDAVISI
To ksisite
Ço;uklarda veya yetişkinlerde 100 mg/kg' m altındaki dozlarda genellikle toksisite belirtileri ve semptomları gözlenmemiştir. Ancak, bazı durumlarda destekleyici tedavigerekli olabilir. Çocuklarda, 400 mg/kg veya daha yüksek dozların oral uygulanmasınıtakiben toksisite belirtilerinin ve semptomlarının ortaya çıktığı görülmüştür.
irtiler
imli miktarlarda ibuprofen yutan çoğu hasta, 4-6 saat içinde belirtiler gösterecektir, sık bildirilen belirtiler, bulantı, kusma, abdominal ağrı, letarji ve baş dönmesidir,efirkezi sinir sistemindeki (MSS) etkileri arasında, baş ağrısı, kulak çınlaması,rsemlik hali, konvülsiyon ve bilinç kaybı yer almaktadır. Nadiren, nistagmus;abolik asidoz, hipotermi, renal etkiler, gastrointestinal kanama, koma, apne veve solunum sistemi depresyonu olguları gözlenmiştir. Hipotansiyon, bradikarditaşikardi gibi kardiyovasküler toksisite olguları da bildirilmiştir. Anlamlı ölçüdeaşımı olması durumunda, böbrek yetmezliği ve karaciğer hasarı görülebilir.
Eğer başka ilaçlarla birlikte alınmamışsa, doz aşımı genellikle iyi tolere edilmektedir.
Teri
Hastalar semptomatik olarak gerektiği şekilde tedavi edilmelidir. Potansiyel toksik miktarların alımından sonraki 1 saat içerisinde aktif karbon kullanımı düşünülmelidir.Yelişkinlerde alternatif olarak, potansiyel yaşamı tehdit edici doz aşımının alımındansonraki 1 saat içerisinde gastrik lavaj düşünülmelidir.
İdr; ır çıkışının iyi olduğundan emin olunmalıdır.
Böbrek ve karaciğer fonksiyonları yakından izlenmelidir.
Has talar, potansiyel toksik miktarların alımından sonra en az 4 saat gözlemlenmelidir.
Sili: veya uzayan konvülsiyonlar intravenöz diyazepam ile tedavi edilmelidir. Diğer emler hastanın klinik durumu doğrultusunda belirlenebilir.
güncel bilgilere ulaşmak için, size en yakın yerel zehir danışma merkezini arayınız.